Özelleştirmeler zincirinin halkalarından PETKİM’in “gümüş tepside özel ellere devri ihalesi”nin Haziran ayında yapılması planlanıyor. Medyada yayınlanan son haberlere bakılırsa, İstanbul’daki İETT Garajı arazisinin 705 milyon dolara kapatan Sama Dubai isimli şirketin PETKİM’e talip olduğu belirtiliyor. Adeta emlakçılığa soyunan AKP hükümeti, var gücüyle kamu kuruluşlarının satışını sürdürüyor. Araziden fabrikaya, ormandan limana uzanan satışlarda hiç mi hiç sınır yok.
Daha dün, ikiyüzlü bir şekilde, ‘aman yabancı sermayeye gideceğine, yerli sermaye alsın’ diyerek TÜPRAŞ’ı Koç Grubuyla Shell’e (ne kadar yerli, değil mi!!) güle oynaya satmadılar mı. Üstelik hukukdışı bir şekilde! Satışı defalarca iptal edilmesine rağmen. Yürütülen bunca “Tüpraş Halkındır!” kampanyasına rağmen. Danıştay’ın Tüpraş’ın kamuya iadesi kararını almasına rağmen… Sonunda Koç ve Shell TÜPRAŞ’ın başına çöreklendiler… Ama durun, daha TÜPRAŞI’ı unutmadık, işçi sınıfı da unutmadı…
Gelelim PETKİM’e. PETKİM işçileri, kuruluşunun 42. yıldönümünde üretimi durdurdular. Fabrikanın kapısına ‘PETKİM’E SAHİP ÇIK’ pankartı asan işçiler, sendikaları Petrol-İş aracılığıyla bir basın açıklaması yaptılar. Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İbrahim Doğangün, AKP’nin işçi ücretlerini düşürerek Petkim’i ‘dikensiz gül bahçesi’ gibi sermayeye devretmek istediğini belirtti ve özelleştirme sürecinin aynı zamanda toplu iş sözleşmesi görüşmeleriyle çakıştığına dikkat çekti.
Hatırlanacağı gibi, 2004 yılında PETKİM’in satışı “yeterli teklif alınamaması” gerekçesiyle bir kere iptal edilmiş ve ardından yeni bir satış takvimi açıklanmıştı. Akabinde 143 işçi işten atılmış, işçiler yaptıkları eylemleri neticesinde yeniden işe alınmışlardı. Yine 2006 yılında PETKİM işçileri, sendikaları Petrol-İş’in etkisizleştirilme girişimine karşı iş bırakmışlardı.
Yakında satışı öngörülen PETKİM’de son on yıldır kapasite artırıcı yatırımlar yapılıyor. PETKİM, 50’yi aşan petrokimyasal ürün yelpazesiyle diğer büyük sanayi sektörlerinin vazgeçilmez bir hammadde üreticisi durumundadır. PETKİM’in ürettiği hammaddelerden plastik ve sentetik kauçuk, inşaat sektöründen tarım sektörüne, otomotiv sektöründen elektrik, elektronik ve ambalaj sektörlerine uzanan sanayilerin önemli hammadde kaynağını oluşturuyor. Ürettiği sentetik elyaflar ise tekstil sektöründe kullanılmaktadır. Yine ilaç, boya, deterjan, kozmetik gibi birçok sanayi için çeşitli hammaddeler üretiyor.
PETKİM’in cirosu da, kârı da günden güne artırıyor. 2003 yılında 1.062 milyon YTL ( 711 milyon $ ) olan cirosunu, 2004 yılında %42 artış ile 1.509 milyon YTL (1.056 milyon $)’ye yükseltti. Bu rakamlar, PETKİM tarafından açıklanan rakamlar. 2006 yılında son 15 yılın en büyük ihracatını yaptığı belirtiliyor. Peki niçin özelleştiriliyor? Hani özelleştirme furyasının başlangıcında, kamu kuruluşlarının “zarar ediyor”, “köhnemiş teknolojilere sahip” oldukları söylemleri. Apaçık halkın aleyhinde olan, halka zarar veren, hukuksuz, yasadışı özelleştirmeler devam ediyor.
Ama, petrokimya sektörünün bu dev ve en büyük kamu kuruluşu PETKİM’in satılmasına haftalar kala, PETKİM işçileri ve Petrol-İş Sendikası fabrikalarına sonuna kadar sahip çıkacakları mesajını veriyorlar. Özelleştirme karşıtı kampanyalar ise bitmeyecek. Son söz henüz söylenmedi. Duyun efendiler! İşçi sınıfı, kamu kaynaklarının talan edilmesine göz yummayacaktır!
Birlik Dayanışma Hareketi PETKİM işçisinin yanında!