İşçi sınıfı, 2009’a, kapitalist sistemin doğal sonucu olan vahşi bir krizin pençesinde giriyor. Burjuvazi, işçi sınıfının bir çok kazanımını krizi aşabilmek için elinden almaya çalışırken; mazlum halkları sömürgeleştirme yarışını tırmandırıyor.
Ülkemizde krize karşı alınan önlemler ise; “kriz teğet geçecek” yalanları ile geçiştirme ve batacak olan şirketleri kurtarmak üzere, bizim soframızdan çalınan ekmekle, kaynaklar yaratmaya çalışılmasıdır. Ülkemizde yaşanan krizin bedeli işten çıkarmalar, yoğun çalıştırma, maaşları ödememe/geç ödeme ve doğal gaz, elektrik, su, ulaşım zamlarıyla işçi sınıfı ve emekçi halkımızın sırtına yüklenmeye çalışıyor. İşte 2009’a böyle giriyoruz.
Ama ayrıca 2009’a işten atılmalara karşı bir çok yerde fabrika işgalleri, onlarca grev, zamlara karşı düzenlenen eylemlerle giriyoruz. 2009’a yükselen sınıf savaşıyla giriyoruz. 2009 mücadele yılı olacak.
Aynı zamanda 2009’a eğlenerek değil üzülerek ve kızarak giriyoruz. Çünkü Afganistan’da, Irak’ta Amerikan işgali hala devam ediyor. Çünkü Gazze’de İsrail dünya kamu oyuna meydan okuyarak saldırıyor. Gazze’de şimdiden 380’in üzerinde Filistinli öldü ve binlercesi yaralandı. Yaralananların çoğu ömür boyu sakat kalacak. İsrail yaptığı operasyonu genişleteceğini ilan ederken, İsrail’e karşı direniş artarak devam ediyor. ABD, Afganistan’da Kabil’e iyice sıkıştı ve Irak’tan çekileceğini itiraf etmeye başladı.
Yani 2009’da bizleri bir çok zorluk, sıkıntı ve acı beklerken, aynı zamanda onurlu bir mücadele bekliyor, zaferler bekliyor. 2009’u biz kazanacağız.