Emperyalistlere olan borçlar içinde boğulan Osmanlının son günleri ve çöküşü Türkiye Cumhuriyetini getirdi…
Bugünkü Türkiye Cumhuriyeti de yine emperyalistlere olan borçları ile boğulurken “babalar gibi sattıkları” da yetmeyince yeni senaryolar üretilmektedir…
Nedir bu senaryo?
Taş devrine yallah…
Yani “Yeni Osmanlıcılık” ya da İslâm Ülkelerinin reddettiği Türkiye Cumhuriyeti “kahramanının” Pan-İslâmizm macerası…
“Son Osmanlı Padişahı 1.Recep Tayyip Erdoğan” dedirtilen, yazdırılan o pankart Kubilay Olayı ya da Menemen Olayı olarak bilinen ve 23 Aralık 1930 gününün kinidir-intikamıdır-talimlerin sonucudur…
(Ilımlı İslâm’dan Hilâfete mi?28.02.2009 www.ozgurhaber.net)
“Benim haberim, bilgim yoktur” deme, inandıramazsın…
Faşizmden-Faşistlerden çok daha tehlikeli olan Sosyalistlerin tekne kazıntısı liberal sol, sol sosyete-liboşlar, Osmanlıdan Cumhuriyete geçişteki mandacılara (Mandat) benzerken, bugün erki geçirenlere alkış tutmaları, en azından sessiz kalmaları onları desteklemeden başka anlama gelir mi?
Bu zavallı liboşlar ulusal ve yerel gazetelerde düzene kulluklarını yalayıp duruyorlar…
Padişahlar yaratıyorlar…
Kendine yalaka olmayan Medyayı susturmaya çalışan erkteki adam/lar “toplatılmış kıtalarına” hedef gösteriyor.
9 Aralık 1945 günü yaşanan TAN GAZETESİ olayı yaşatılırsa şaşmamak gerekir…
1609 yılında günümüz anlayışına uygun Strasburg’da Almanca yayınlanan dünyadaki ilk gazeteden (Avisa, Relation Oder Zeitung) 222 yıl sonra 1831 yılında sadece resmi ve özel haberler olmak üzere Takvim-i Vekayi İkinci Mahmud’un emriyle yayınlanmış…
Fakat; ancak 231 yıl sonra İlk özel Türk gazetesi, 1840 Ağustosunda William Churchill tarafından Ceride-i Havadis adıyla çıkarılmıştır…
Gazete ve kitaplara hazımsızlık Avrupa faşizminde görülmüş, kitaplar yakılmış gazeteler-gazeteciler-yazarlar katledilmiş susturulmuş bizde ise bu düşmanlık günümüze kadar süregelmiştir…
Cumhuriyet tarihinde katledilen gazeteciler-yazarlar-köşe yazarlarının katilleri “faili meçhul” dosyalarına tıkılmıştır…
İşte Türkiye’nin “Medeniyetler buluşması” çağdaşlığı yerküresinin orta yerinde sırıtıp duruyor…
“Hamdolsun la-şükrolsun la” toplumu idare etmeye çalışanlar “benden yana olmayanlara” açıkça savaş ilân etmiştir.
“Kadıköy’e hoş geldin Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip Erdoğan” pankartı bir tesadüf, sıradan bir olay, değildir…
Bilerek-bilinçli olarak yapılan, yaptırılan Türkiye’nin geleceğinin göstergesidir.
Kalemler yine de susuyor “korku imparatorluğu” yürekleri dağlamış.
HERKES YERİNE