Eğitim sisteminde 4+4+4 olarak değiştirilmek istenen yasa teklifine karşı tepkiler giderek artıyor.

Eğitim emekçileri Türkiye genelinde alanlara, sokaklara çıkarak mücadeleyi daha da büyütmeye devam ediyor.

12 yılllık kesintisiz eğitim adı altında eğitim sisteminde uygulanmak istenen 4+4+4 sistemine karşı 3 Mart Cumartesi günü KESK’in çağrısıyla Eğitim-Sen İstanbul Şubeleri AKP il binasına yürüyüş eylemi gerçekleştirdi. Mecidiyeköy Cevahir Alışveriş Merkezi önünde “4+4+4=0 Gerici, ırkçı, piyasacı eğitime HAYIR!” pankartı arkasında bir araya gelen eğitim emekçileri buradan AKP Şişli İl binasına doğru yürüyüşe geçti.

Eğitim emekçileri  yürüyüş esnasında sık sık,  “Çocuk gelinler, işçiler istemiyoruz!”, “Çocuk sömürüsüne SON!”, “Gerici ırkçı eğitime son!”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek!”, “AKP yasanı al başına çal!”, “Karanlığa teslim olmayacağız!”, “Eğitim haktır engellenemez!”, “Parasız, bilimsel, anadilde eğitim!”, “Yaşasın örgütlü mücadelemiz!” sloganlarını attılar. Halk da alkışlarla eğitim emekçilerine destek verdi.

Eğitim emekçileri AKP Şişli İl binasına geldiklerinde, burada bir basın açıklaması yaptılar. Basın açıklamasını okuyan Eğitim Sen 1′ Nolu Şube Başkanı Barış Uluocak sözlerine şöyle başladı;

“12 yıllık kesintili eğitim pedagojik değil, ideolojik amaçlarla gündeme getirmiştir. Bir süredir ülke gündemini meşgul eden 12 yıl kesintisiz eğitim tartışmaları, AKP Hükümeti ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın iddialarının aksine pedagojik kaygılarla değil, tamamen siyasal ideolojik ihtiyaçlar üzerinden hazırlanmış ve TBMM’ ye sunulmuştur”

Basın açıklamasında, kız çocuklarının mağduriyetinden de bahsedilerek; “Yapılan değişiklikler, kamuoyunun tepkisini yatıştırma amacıyla sınırlı kalmıştır. Teklifi doğuran mantık ve bu mantığın uzantısı maddeler korunmuş, hatta bazıları daha da sorunlu hale getirilmiştir. Örneğin 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 22. maddesine dair ilk teklifte “ilköğretimin kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu, devlet okullarında ve parasız olacağı” ifadesi yer alırken alt komisyondan geçen teklifin 7. maddesinde bu ifade çıkartılmıştır. Söz konusu ifadelerin çıkartılması özellikle kız çocuklarının okullaşmasına yapılan vurgunun ortadan kaldırılması açısından manidardır. Ayrıca İlköğretimin devlet okullarında parasız olması vurgusunun çıkarılması da son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilecek niteliktedir. Zira ilköğretimin parasız olmasını düzenleyen ilgili Anayasa maddesinde yapılacak küçük bir değişlik ile ilköğretim hizmetinin paralı olması mümkün hale gelmesinin önü açılmıştır”, denildi.

Basın açıklamasının devamında ise; zorunlu eğitimin aslında 12 yıla çıkarılmadığı ve 12 yıllık eğitimin son döneminin diploma almaya dayalı olduğu, okul öncesi eğitimin de eğitimin kapsamı dışında bırakıldığına da vurgu yapıldı. Basın açıklamasında eğitimdeki bu düzenlemeyle sınav yaşının düşürüleceği ve dersanelerdeki eğitim sömürüsünün arttırılacağına vurgu yapılarak şunlara değinildi;

“Erken yaşta mesleğe yönlendirme pedagojik olarak sakıncalıdır. Mesleğe yönlendirmenin 10 yaşından sonra yapılacak olması, henüz eğitim sürecinin başında olan ve gelecekle ilgili sağlıklı kararlar veremeyecek durumda olan çocukların erken yaşlarda yapacağı bilinçsiz seçimleri gündeme getirecek ve sonraki yıllarda öğrencilerin sözkonusu seçimlere mahkum kalması riskini arttıracaktır. Dünya ülkeleri mesleğe yöneltme yaşını ortaöğretim (lise) başlangıcına doğru yönlendirirken, pedagojik olarak hiçbir faydası olmayan erken yaşta mesleğe yönlendirme uygulaması, çocuklara yapılacak en büyük kötülük olacaktır.”

Ayrıca basın açıklamasında yasa teklifinin eğitim sisteminin ticarileştirilmesine ve çocukların ucuz iş gücü olarak sermaye çevrelerinin hizmetine sunulmasına hizmet edeceği ve çocuk emeği sömürüsünün arttırılacağına da vurgu yapıldı.

Son olarak “Bu kapsamda zorunlu eğitimin süresi ve içeriği ideolojik kaygılarla değil, bilimsel veriler ve toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir”, denilerek sloganlar eşliğinde basın açıklması sona erdi.