Birlik Dayanışma Hareketi; 16 Haziran Cumartesi günü (16.06.2012) saat 18:30′da Kartal Meydan’da 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişini hatırlatmak için, bir basın açıklaması düzenledi.

Son zamanlarda sağlık sektöründe yaşanan dönüşümler, eğitim’de 4+4+4 sistemi, memurlara verilen %4 gibi komik zamlar ayrıca kürtaj yasağı, hava işkolunda grevin yasaklanması ve işten atılmalar gibi uygulamalar gündemde iken özellikle 15-16 Haziran İşçi Direnişi’nin hatırlatılması ayrıca önem arz etmektedir. 15-16 Haziran Direnişleri Cumhurbaşkanı tarafından işçilerin örgütlülüğünü engellemeye yönelik onaylanmış bir yasanın işçilerin üretimden gelen gücünü kullanarak iptalini sağlamış ve Türkiye işçi sınıfı tarihinde işçi sınıfının varlığını gücünü ve önemini kimsenin reddedemeyeceği bir noktaya getirmiştir.

Geçmişte birçok greve ve direnişe tanık olan ve sanayi bölgesi olarak da bilinen Kartal bölgesinde Birlik Dayanışma Hareketi’nin gerçekleştirdiği basın açıklamasını emekçi halk ilgiyle dinledi. Basın açıklaması emekçi halkı yaşanan tüm bu baskılara, hak gasplarına karşı birlikte yeni 15-16 Haziran direnişlerini yaratmaya çağırarak sonlandırıldı.

Basın açıklamasından sonra birlik dayanışma hareketi üyeleri masasını, semaverini, dövizlerini ve ankartlarını alarak Kartal Sahilde etkinliklerine devam etti. Sahilde yürüyüş yapan Kartal sakinlerine 15-16 Haziran İşçi Direnişi ile ilgili bildiriler dağıtıldı, semaverde demlenmiş çaylar eşliğinde sohbetler edildi. Birlik Dayanışma Hareketi içinde yer almış bir öğretmen, liseli gençler, metal işkolunda çalışmış işçiler, ayrıca Petrol-İş üyesi olduğu için işten atılmış ve 6 ay direnişte kalan fabrika işçilerinden bir kadın ve daha niceleri ile sohbetler ve tartışmalar gerçekleştirildi.

Güneşin batımına kadar süren etkinlik sonucunda ulaşılan insanlar ile emekçi halkın birlik ve dayanışma içerisinde hareket etmesinin önemi konusunda fikir birliğine varılarak etkinlik sonlandırıldı.

Basına ve kamuoyuna…

Yeni 15-16 Haziranlar yaratacağız!
15-16 Haziran, Türkiye işçi sınıfı tarihinin onurlu mücadelesinin en önemli sayfalarından birini oluşturuyor. Üzerinden tam 42 yıl geçmesine rağmen, hala işçilere ve emekçilere umut oluyor, yol göstermeye devam ediyor.

15-16 Haziran 1970’te işçi sınıfı baskılara karşı sokağa dökülerek toplumsal ve politik değişime önderli edebileceğini dosta düşmana kanıtladı. Emekçilerin kendilerine yönelen saldırılar karşısında birleştiklerinde, tekelci sermayeye ve işbirlikçilerine nasıl geri adım attırdıklarını gözler önüne serdi.
Dönemin hükümetinin işçilerin diledikleri sendikaya üye olmasını engelleyen ve sendikal barajı yükselten yasa önerisi karşısında DİSK Başkanı Kemal Türkler, işçilerin bu yasaya izin vermeyeceğini, bu yasanın açık hedefinin işçilerin örgütü DİSK’i etkisizleştirmek olacağını söyleyerek işçilerin bu yasaya karşı alacağı tavrı da belirtmiş oluyordu.

İstanbul’da üç koldan yürüyüşe geçen işçiler her fabrika önünde güçlerini ve örgütlülüklerini yükselterek yürüdüler. İzmit ve Gebze tarafından Kadıköy’e, Levent tarafından Mecidiyeköy ve Taksim’e, diğer yanda ise Topkapı’ya ulaşan işçiler hükümetin kendilerine karşı çıkardığı yasanın geri çekilmesini istediklerini, DİSK’in kapatılamayacağını haykırdılar. Kadıköy tarafında işçilerin üzerine açılan ateş sonucunda üç işçi öldürüldü. Sonuç olarak direniş karşısında çaresizleşen burjuvazi geri adım atmak zorunda kaldı, yasa geri çekildi.

15-16 Haziran, sadece DİSK’li işçilerin değil, Türk-İş’li ve sendikasız işçilerin de birlikte hareket ettikleri bir direniştir. İşçi sınıfı tarihinde bu yanıyla da öğretici bir gün olmuştur. Sınıf dayanışmamızı ve sınıf kardeşliğini yükselttiğimizde haklarımızı elde edebileceğimizi biz emekçilere göstermiştir.

İşçi sınıfının ve emekçilerin her gün yeni haklarını kaybettiği bu günlerde 15-16 Haziran tarihimizden ders alacağımız mücadele günlerimizdendir.

Türkiye’nin her tarafında, karlarından vazgeçmeyerek, ilkel, korunmasız koşullarda işçileri çalıştırılan patronlar Türkiye’yi ölü işçiler cehennemine çeviriyor. Tüm ülkede adeta bir işçi katliamı yaşanıyor. Son 10 yılda toplam 10.723 işçi iş kazaları ve meslek hastalıklarından dolayı öldü. Yani iş kazaları ve meslek hastalıklarından her yıl ortalama 1072 işçi ölüyor. Zonguldak madenlerinde göçükte ölen işçilerin, Esenyurt’ta inşaatın şantiyesinde yanarak ölen işçilerin çığlıkları hala kulaklarımızda.

Emekçi halkımızın çetin mücadelelerle kazandığı kıdem tazminatı yok edilmeye çalışılıyor. Sendikal hakları tırpanlanıyor. İşbirlikçi AKP hükümetinin işçi düşmanlığı cephesindeki en son icraatı hava işkolunda grevi yasaklaması oldu. Hükümet işçi düşmanlığında sözde “yargıladığı” darbecileri solladı. Onuruyla çalışan ve baskıya boyun eğmeyeceklerini söyleyen, “uçma uçtukça sıra sana gelecek” diye haykıran 305 THY işçisi analarından emdikleri süt gibi hakları olan grev haklarını kullanırken işten atıldı.

Biz, Birlik Dayanışma Hareketi Emekçileri olarak, 15-16 Haziran’ın unutturulmasına izin vermeyeceğiz. Emekçiler olarak kurtuluşumuzun böylesi günlerde yattığını biliyor, işçi sınıfı ve emekçi halkımızı unutturulmaya çalışılan tarihine sahip çıkmaya çağırıyoruz.

Yeni 15-16 Haziranlar Yaratmak İçin Yaşasın Sınıf Dayanışması
Birlik Dayanışma Hareketi