TÜRK-İŞ Temsilcileri, Asgari Ücret Komisyonun açılışında taraflara basın önünde görüşlerini açıklama izni verilmediği için toplantıyı terketti.
TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri ve Asgari Ücret Tespit Komisyonu İşçi Kesimi Başkanı Nihat YURDAKUL toplantıdan ayrılma gerekçelerini açıkladı.
TÜRK-İŞ Genel Eğitim Sekreteri Nihat YURDAKULU’ un toplantı açılışında yapılmasına izin verilmeyen konuşması söyledir;
Sayın Bakan,
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun Değerli Üyeleri,
Değerli Basın Mensupları,
Hepinizi Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu ve şahsım adına saygıyla selamlıyorum.
2010 yılında uygulanacak asgari ücreti tespit etmek üzere, Sayın Bakanın çağrısı üzerine toplandık.
Asgari Ücret, çalışanların düşük ücretlere karşı korunmasına ve emek sömürüsünü önlemeye yönelik önemli ve etkin bir sosyal politika aracıdır.
İşçi ve ailesinin günün ekonomik ve sosyal koşullarına göre insanca yaşamasını mümkün kılacak, insanlık onuruyla bağdaşacak bir ücret olarak da tanımlanmaktadır.
Asgari ücreti belirleme çalışmalarına başladığımız bugün -anlamlı bir tesadüf olarak- tüm dünyada ve ülkemizde “İnsan Hakları Günü” olarak anılmaktadır. İnsan hakları, yaşadığımız çağa damgasını vuran temel kavramlardandır. İnsanlık tarihinin tüm aşamasında, insanın insan olma özelliğinden dolayı sahip olduğu temel haklara kavuşması ve kendi onuruna sahip çıkması kolay olmamıştır.
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde “Çalışan her kimsenin kendisine ve ailesine insanlık onuruna uygun bir yaşayış sağlayan ve gerekirse her türlü sosyal koruma araçlarıyla da tamamlanan adil ve elverişli bir ücret hakkı vardır” ifadesi yer almaktadır.
Ücretin temel insan haklarının güvencesi altında bir sosyal hak niteliği taşıması, asgari ücret kavramının da kaynağını ve temelini oluşturmaktadır.
Asgari ücret konusundaki yaklaşımımız, savunduğumuz ilkeler bilinmektedir.
Yapılacak çalışmalar sonrası belirlenecek asgari ücretin çalışanların beklentilerini karşılayacak düzeyde olmasını temenni ediyoruz.
Ancak bu konuda umutlu olmadığımı hemen ifade etmek istiyorum.
Sayın Bakan,
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun Değerli Üyeleri,
Değerli Basın Mensupları,
Bilindiği üzere, asgari ücreti belirleyecek Komisyon işçi-işveren-hükümet üçlü yapısı çerçevesinde oluşturulmuştur ve çalışmalarını özerk biçimde sürdüreceği varsayılmaktadır. Asgari ücretin pazarlık ücreti olmadığı; bilimsel, objektif yöntemler ve güvenilir verilerle tespit edilen taban ücret olduğu ileri sürülmektedir.
Halen uygulanmakta olan asgari ücret, Komisyonun işveren-hükümet kesimi tarafından oy çokluğuyla belirlenmiştir. İşçi kesimi olarak karar toplantısına katılmadık.
Çünkü Komisyon çalışmalarında, devletin resmi kurumu olan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’ in rakamlarına itibar edilmemiştir. Komisyonda görev yapan işveren ve hükümet kesimi tarafından asgari ücret pazarlık konusu yapılmıştır. Asgari ücret belirlenirken geçim koşulları, aile unsuru, refah payı dikkate alınmamıştır. Böylece asgari ücret, tespit edildiği andan itibaren yetersiz, çelişkili ve tutarsız olmuştur, her ay eksik ödenmiştir.
Günümüzde çalışma hayatına yeni bir vizyon, yeni bir anlayış, yeni bir zihniyet getirmek düşüncesi sıklıkla dile getirilmektedir. Köklü değişim ve gelişimden söz edilirken, öncelikle çalışanların geçim koşullarını doğrudan belirleyen asgari ücret konusunda bugüne kadar sergilenen yanlış ve haksız uygulamaları ortadan kaldıracak adımlar atılmalıdır.
Bugün net asgari ücret günde 18,22 liradır.
Diğer bir ifadeyle; “işçilere normal bir çalışma günü karşılığı olarak ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret” olarak tanımlanan asgari ücretin parasal karşılığı bu tutardır.
Bu tutar, insanca bir yaşam düzeyi sağlamaktan uzak “açlık ücreti” dahi değildir.
Hiç şüphe yok ki, yaşanan ekonomik kriz, yaygınlaşan işsizlik, rekabet gücü, yatırım ortamı, ihracat, faiz, işgücü piyasasının yapısı ve benzeri birçok ekonomik gerekçe dikkate alınarak asgari ücretin “komisyon tarafından belirleneceği” yapılacak çalışmalarda işveren hükümet temsilcileri tarafından ifade edilecektir.
Ancak hiçbir gerekçe, asgari ücretin, karın tokluğuna çalışmak için gerekli harcama tutarını bile karşılamaya yetmediği gerçeğini değiştirmez.
Önemli olan Hükümetin asgari ücrete olan yaklaşımı ve bakış açısıdır.
Ancak geçmiş tecrübelerimizin de gösterdiği gibi, çoğu zaman, ülkede uygulanmakta olan ekonomik programın başarılı olması gereğinden hareketle ortaya konulan kimi görüşler bazı kesimler tarafından “talimat” olarak algılanmaktadır.
Ülkemizde geçmiş dönemde uygulanan ve etkisi günümüze kadar devam eden, IMF ve Dünya Bankası gibi uluslararası finans kuruluşları politikalarının asgari ücrete bakış açısı bilinmektedir. O bakışta maalesef insan unsuru yoktur.
Asgari ücret uygulamasının amacı, düşük ücret temelinde sürdürülecek haksız rekabet ortamını ortadan kaldırmaktır.
Geçmişte denenmiş ve yanlışlığı ortaya çıkmış model ve uygulamalar, umarız ki “reform” adı altında, yeniden gündeme getirilmeyecektir.
Asgari ücretle ilgili olarak söylenebilecek çoğu hususu geçmiş toplantılarda, konuyla ilgili yaptığımız çalışmalarda dile getirdik.
TÜRK-İŞ, siyasal iktidarın bu konuda sergileyeceği açılıma göre Komisyon çalışmalarına bundan sonraki katılımı değerlendirecektir.
Kaynak: Türk İş