Yapı-Yol Sen (Yol, Yapı, Altyapı, Bayındırlık ve Tapu Kadastro Kamu Emekçileri Sendikası) yollardaki sömürüye karşı eylem hazırlığı içerisinde. Sendika, bilindiği gibi daha önce 14 Eylül 2006’da emekçi halkın yararına çeşitli taleplerle iş yavaşlatmış ve bu haklı eylemle sesini duyurmuştu. Üretimden gelen gücünü kullanan sendikanın eylemi başarıya ulaşmış, eylem sürecinde Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Sabri Özkan ERBAKAN sendikanın taleplerinin yerine getirileceğini beyan etmiş bu beyan üzerine de sendika eylemini sonlandırmıştı.

Ancak sendika, taleplerinin yerine getirilmemesi durumunda 2006 yılının Aralık ayı içerisinde taleplerini daha yüksek sesle haykırmak için yeniden iş yavaşlatacağını basına ve kamuoyuna duyurmuştu.sendikanın yaptığı açıklamaya göre; işte aradan geçen süre içerisinde sendikanın talepleri çerçevesinde yapılacak değişikliğe dair taslak hazırlanmış, Başbakanlığa gönderilmiştir. Fakat bunun dışında hiçbir sonuç alınamamıştır.

Sesiniz sesimizdir
Yapı-Yol Sen emekçileri de bunun üzerine 14 Eylül’de duyurduğu gibi; 13-14 Aralık 2006’da iş yavaşlatma eylemi yapacağını duyurdu. Bu bağlamda otoyollardaki gişelerde bekleyen emekçilerin de bizlerden bu bağlamda çeşitli istekleri var. Eylemin yayılması, seslerinin daha da fazla duyulması.

Biz de Birlik Dayanışma Hareketi olarak bu mücadeleye başladığımızdan beridir hakkını arayan emekçilerin yanındayız demiştik. Onların sesleri bizim sesimiz demiştik. İşte bu doğrultuda gişe emekçilerinin sesine sitemizde sesimizi katıyoruz ve aşağıda onlardan gelen mektubu sizlere sunuyoruz…

TÜRK-İŞ ÜYELERİNE;
Otoyol ve Köprüler Almanya, Belçika, Hollanda, İsveç, Norveç, Danimarka başta olmak üzere hemen,hemen dünyanın her yerinde ücretsiz. Ülkemizde Otoyollar ile Fatih Sultan Mehmet Köprüsü ve Boğaziçi Köprüsünden geçişin paralı olmasına bahane olarak, yapım maliyetleri gösteriliyor. Oysa Boğaziçi Köprüsünün yapımı 1973 yılında, Fatih Köprüsünün yapımı ise 1988 yılında tamamlandı. Yani bunların maliyetleri kat kat çıkarıldı. Buna rağmen Otoyol ve Köprülerden geçen araç sürücülerinin cebinden yılda 500 Trilyon TL adeta çalınmaktadır. Sizler zaten trafikte araç kullanmanın bedeli olarak çok ağır vergiler ödüyorsunuz. Üstüne bir de sizin en doğal hakkınız olan ulaşım hakkınız paralı. Üstelik bu miktar daha geçenlerde %50 ler civarında zamlandı.

Sürücülerin Köprü ve Otoyolları daha süratli bir şekilde kullanacakları iddiasıyla uygulamaya konulan OGS ve KG S sistemi ise sürücüler için tam bir felakete dönüştü. OGS ve KGS trafiğe çözüm olmadığı gibi, vatandaş bankalara hesap açmaya mahkum edilmiş, alamadığı hizmetin parasını önceden ödemek zorunda bırakılmıştır. Maliyeti 3-5 $ olan OGS cihazları vatandaşa 40 $ karşılığında verilmektedir. Ülkemizde 1.000.000’un üzerinde OGS cihazı satıldığı göz önünde bulundurulursa OGS cihazı ile aslında kimlere ne kaynaklar aktarıldığı sorusu ortaya çıkmaktadır. OGS cihazlarınız bozulduysa ve garantisi bittiyse yenisini almak zorundasınız, bu durumda cihazın bedeli tekrar sizlerden alınmakta. Sözüm ona trafikte beklemeden süratli geçiş imkanı sağlama hedefinde olan OGS ve KGS ler, dolum merkezlerinde ve kart satış merkezlerinde uzun kuyruklar olarak karşınıza çıkmaktadır.

Bundan 3 ay önce, sorunlarımızın ve sorunlarınızın çözümü için otoyol ve köprülerde iş yavaşlatmıştık. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yetkililerinin taleplerimizin dinleneceği ve çözüm getirileceği konusunda söz vermeleri üzerine eylemimizi bitirmiştik.

Neydi 14 Eylüldeki taleplerimiz onları yeniden hatırlatalım;

1.Otoyol ve Köprü geçişlerinin ücretsiz olması

2.Otoyol ve Köprülerde çalışan biz gişe memurlarının ağır çalışma koşullarından kaynaklı erken emekli olabilmelerine olanak sağlayan fiili hizmet kapsamına alınmamız ve sağlıklı çalışma ortamı

3.İnsanca Yaşanacak Adil Ücret

Evet taleplerimiz bunlardı ve bu yüzden sizlerden bizleri anlamanızı istemiştik. Sizler de gerçekten o gün yaptığımız eyleme ve bizlere çok olumlu yaklaştınız. Yoğun trafik çilesine katlandınız. Bunun için sizlere çok teşekkür ediyoruz. Fakat aradan geçen 3 aya rağmen taleplerimizin karşılanması yönünde gözle görünür bir gelişme sağlanmadı.

Biz gişe memurları egzost dumanı altında, can güvenliğimiz olmadan, günde 10 saat çalışıyoruz. Sağlımız sürekli tehdit altında yıllardır ömür törpüsü olan bu gişelerde çalışan arkadaşlarımızı ya kaybediyoruz ya da sağlıksız bir ömür sürmelerine seyirci kalıyoruz. Ailelerimizle görüşme fırsatımız hemen hemen yok gibi.

Gene bizler 650-700 YTL civarlarında maaş alıyoruz. Bu miktar ülke gerçekleri de göz önünde bulundurulduğunda insanca bir yaşam için gereken ücretin çok çok altında.

14 Eylülde yaptığımız eylemde sorunlarımızın Aralık ayına kadar çözülmemesi durumunda yeniden iş yavaşlatacağımızı basına ve kamuoyuna duyurmuştuk. Sorunlarımız çözülmedi. Biz gişe memurları tüm bu taleplerimizi yeniden haykırıyoruz. Ve 13-14 Aralık tarihlerinde bu kez 2 gün süre ile yine otoyol ve köprülerde iş yavaşlatacağız. Amacımız sizlere trafikte çile çektirmek değil. Amacımız daha yaşanılır bir ülkede insanca yaşam mücadelesinde üstümüze düşeni yapmaktır. Sizlerde kabul edersiniz ki; her kesim hakkını aramalı ve kullanabileceği olanaklar çerçevesinde sesini duyurmalı. Sizler de akaryakıttan alınan vergilere, otoyol ve köprülerin paralı olmasına karşı sesinizi duyurmalısınız. Bizim eylemimiz bu anlamda sizlerin de sesi olacaktır.

Görevimizi daha iyi şartlarda yapabilmemiz için sizin de desteğinize ihtiyacımız var. Eylem yapacağımız gün TÜRK-İŞ üyeleri otoyol ve köprüleri kullanmamayı tercih edebilirler. TÜRK-İŞ üyelerine 13-14 Aralıkta otoyol ve köprüleri kullanmalarını ve mümkün olduğunca yavaş seyrederek, araç kullanmayan TÜRK-İŞ üyelerinin de basın açıklamalarına katılarak eylemimize destek vermelerini önermenizi bekliyoruz.

Gişe Memurları