dikili-belediye-baskaniDikili Belediye Başkanı Osman Özgüven’e  “bedava su dağıtarak” görevi kötüye kullandığı iddiasıyla 1 yıldan 3 yıla kadar hapis istemiyle açılan davanın ilk duruşması yapıldı. Dikili’de uygulamaya koyduğu 10 tonu aşmayanlardan su parası alınmaması, otobüslerin ücretsiz olması, belediye çalışanlarına suyun % 50 indirimli verilmesi ve suda uygulanan gecikme faizlerinin affedilmesi yönünde aldığı meclis kararı ile hakkında dava açılan Osman Özgüven, dün 20 meclis üyesi ile hâkim karşısına çıktı. Dikili halkı ile ilerici kurum ve parti temsilcilerinin desteklediği duruşmanın ardından Özgüven, suyu ücretsiz vermeye devam edeceğini söyleyerek, “Sudan para almamak suçsa buradan aldığımız cezayı madalya diye boynumuza takarız” dedi.
İşbirlikçi AKP iktidarının başa gelmesiyle birlikte haraç mezat elden çıkarılan tüm kamu kuruluşlarından sonra ‘kamu ve halk yararına belediyecilik’ anlayışıyla hareket etmeye çalışan Dikili Belediyesi, IMF ve Dünya Bankasının “her şeyi ve herkesi özelleştirin” emrine ters düştüğü için cezalandırılmaya çalışılıyor. Allah ve İslam inancını dillerinden düşürmeyen AKP iktidarının “Allahın suyunu” bedava verdiği için bir belediye başkanını cezalandırması komedisi de böylece tarihe kayıtlı ve mahkemeli geçmiş oldu. Böylesi komedilerin yaşandığı ülkemizde Rıfat Ilgaz ve Aziz Nesin gibi hiciv ustalarının neden tükenmediğini ve tükenmeyeceğini de bir kez daha anlamış olduk…

Önce bedava su, şimdide işçilere destek
Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven, suyu bedava vermekle kalmayıp DİSK Genel-İş Sendikası üyeleri ile yaptığı anlaşma sonucu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, 1 Mayıs İşçi Bayramı ve 15–16 Haziran günlerinde çalışanların ücretli izinli sayılması için anlaşmaya vardı.

Amaçlarının işçiye haklarını vermek olduğunu söyleyen Belediye Başkanı Osman Özgüven, “1 Mayıs dünya işçi sınıfının birlik ve dayanışma günü. Biz işçilerin hakkı olanı verdik. O gün tüm işçilere tatil olması gerekiyor. İşçiler 1 Mayıs tarihinde alanlarda olacak, yani onlar olması gereken yerlerde olacak. Kadınlarımız 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde bulunması gerektiği yerde bulunacak. Ayrıca 15–16 Haziran tarihindeki işçi direnişi hiçbir zaman unutulmayacak. İşçiler o günü mutlak suretle hatırlamalı. O günü onlara tatil günü yaptık” dedi.

Kamucu anlayışın her geçen gün yok edilmeye çalışıldığı ülkemizde küçük bir sahil kasabasında da olsa, kamu ve halk yararına belediyecilik yapmaya çalışanların bulunması ülkemizde her geçen gün tüketilmeye çalışılan umutlarımızı tazelemiştir. Dikili Belediye Başkanı Osman Özgüven ve çalışma arkadaşlarının bu onurlu tutumu, 12 Eylül faşist cuntasından önce Fatsa’da halk yararına belediyecilik yaptığı için faşizm zindanlarında yargılanan Terzi Fikri ve arkadaşlarını bir kez daha saygıyla anmamızı sağladı…

Biri tarihimizden, diğeri güncel olan, Fatsa ve Dikili belediyelerinin kamu ve halk yararına belediyecilik anlayışı ve uygulamalarının yaklaşık bir yıl kalan yerel seçimler öncesi çoğaltılması ve yaygınlaştırılması ellerimizdedir.

Dikili Belediyesi’nin attığı bu adımlara önümüzdeki sözleşmelerde hem kardeşliğin sembolü, hem de seçmeni Kürtlerin oy hakkı için “Newruz” bayramını da eklemesi dileğiyle…