DİSK-AR: İşçiyi maliyet ögesi olarak gören politikalarla işsizlik azaltılamaz!

Geçen yılın nisan ayına göre resmi işsiz sayısı 1 milyon 348 bin kişi, gerçek işsiz sayısı ise 1 milyon 459 bin kişi artmıştır.

İşsizlik artmaya devam etmektedir. Sadece artış hızı nispeten yavaşlamıştır. Bu yavaşlama sonucu Mart 2009’a göre, işsiz sayısında 158 bin kişi azalmış ve işsizlik oranı da yaklaşık 1 puan gerilemiştir.

Fakat, “iyimserlik” inşa etmek için işsizlik verilerinin bir ay önceki rakamlarla kıyaslanması yeterli değildir. Ayrıca nisan rakamları işsizliğin azalmaya başladığını değil, “işsizlikteki artışın nispeten yavaşlamış” olduğunu ortaya koymaktadır.

İşsizlik genel bir eğilim haline gelmiştir!

En önemli nokta, işsizlik artışının ekonomide genel bir eğilim haline gelmiş olmasıdır. Gerçek işsiz sayısı, krizin ilk işaretlerinin görüldüğü Eylül 2008’de dahi,  3 milyonun üzerinde idi. AKP hükümetinin, kriz sürecinde, emekçileri piyasanın insafına terk eden politikaları sonucu, bugün gerçek işsiz sayısı 5 milyon 837 bin kişiye çıkmıştır. İşçi çıkarma, istihdamı artırmama, emekliye sevketme ve ücretsiz izin gibi uygulamalar bu dönemin temel araçları haline gelmiştir.

Bu eğilimin özellikleri şunlardır:

– Resmi rakamlara göre, kriz döneminde işsiz kalanların sayısı 980 bin kişidir. Bu sayının yaklaşık yarısı sanayi sektörü işçilerinden oluşmaktadır.

– Her ay işsiz sayısına 175 bin kişi dahil olmaktadır.

– Her ay iş bulmaktan ümidini kesen kişi sayısına, 70 bin kişi eklenmektedir.

– Gerçek İşsizlik oranı %20’nin üzerinde seyretmektedir.

Gerçek işsiz sayısı…

İşsizliğin, gerçek boyutlarını ortaya koymak için analize işsiz olduğu halde, iş aramayan iki milyonu aşkın emekçiyi de dâhil etmek gerekmektedir. TÜİK resmi verilerine göre 2008 Nisan’ında 2 milyon 115 olan bu kategorideki işsiz sayısı 104 bin kişi artarak Nisan 2009’da 2 milyon 219 bine çıkmıştır. Gerçek işsiz sayısına ulaşmak için bu kategoriyi, resmi işsiz sayısına dâhil ettiğimizde toplam işsiz sayısı 5 milyon 837 bine ulaşmaktadır.

1 yılda resmi işsiz sayısı 1 milyon 348 bin kişi artmıştır.

Tablo:1 Resmi İşsizlik verileri

Nüfus Çalışma Çağındaki nüfus İşgücü İstihdam edilenler İşsiz

İşsizlik oranı

%

2008 Ocak 69.346 50.435 22.388 19.798 2.591 11,6
Şubat 69.416 50.500 22.541 19.864 2.677 11,9
Mart 69.479 50.564 22.921 20.389 2.532 11,0
Nisan 69.549 50.627 23.561 21.228 2.333 9,9
2009 Ocak 70.166 51.323 23.523 19.873 3.650 15,5
Şubat 70.236 51.360 23.582 19.779 3.802 16,1
Mart 70.299 51.426 23.924 20.148 3.776 15,8
Nisan 70.368 51.507 24.316 20.698 3.618 14,9

Kaynak:TÜİK, Hane Halkları ve İşgücü Anketleri

Gerçek işsiz sayısı Nisan ayında 5 milyon 837 bin kişidir.

Tablo:2 Gerçek işsizlik verileri

İş bulma ümidini yitirenler (+İşsiz olup iş aramayanlar+mevsimlik çalışanlar)

Gerçek işsiz

(Bin kişi)

Gerçek işsizlik Oranı %
2008 Ocak 2.471 5.062 20,4
Şubat 2.636 5.313 21,1
Mart 2.553 5.085 20,0
Nisan 2.115 4.448 17,3
2009 Ocak 2.684 6.334 24,2
Şubat 2.669 6.471 24,7
Mart 2.473 6.249 23,7
Nisan 2.219 5.837 22,0

Kaynak:TÜİK, Hane Halkları ve İşgücü Anketleri, DİSK-AR

İşçiyi maliyet ögesi olarak gören anlayış işsizliği azaltamaz!

İstihdamı, işçiyi ve çalışanı maliyet öğesi olarak gören bir anlayış, kriz var diye işçi çıkartmaktadır. Hâlbuki krizde ilk yapılması gereken çalışanı ve istihdamı korumak olmalıdır.

AKP hükümeti çalışanları ve işsizleri piyasanın insafına terk etmiştir. İşsizliğe piyasanın çözüm bulmasını istemektedir. Ama piyasanın çözümü, işte bugün açıklanan rakamlar da ortaya koyuyor. İşten çıkarmaların devam etmesi yönündedir.

AKP Hükümeti burada da durmamıştır. Kriz fırsatçılığına imkân veren bir takım düzenlemeler yapmıştır. İşçi kiralama sistemini “Özel İstihdam Bürosu” adı altında yasalaştırmıştır. Cumhurbaşkanı bunu veto etmiştir. Ama İşsizlik Sigortası Fonu’nun amaç dışı kullanımına imkân veren düzenlemeler onaylanmıştır.

İşsizlik eğiliminin tersine çevrilmesi için istihdam, ücret, yatırım ve üretimi birlikte ela alındığı bir sosyal programın hayata geçirilmesi gerekmektedir. Sosyal program hayata geçirilmeden krizin yol açtığı ağır tahribat telafi edilemeyecektir.