DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi’nin, TEKEL işçileriyle dayanışmak için alınan iş bırakma kararına ilişkin açıklama yaptı.

25 ARALIK’TA HEPİMİZ TEKEL İŞÇİSİYİZ!

Saldırılar tek tek sendikal örgütlere değil, bütün işçi sınıfına topyekün olarak yapılmaktadır…

Türk-İş Başkanlar Kurulu, dün yaptığı toplantının ardından aldığı kararları açıkladı.

Alınan karar uyarınca, Türk-İş’e bağlı sendikalara üye işçiler TEKEL işçileri ile dayanışmak için 25 Aralık 2009 Cuma gününden itibaren bir saat geç işbaşı yaparak çalışmama haklarını kullanacaklar.

Diğer bir karar da; DİSK’in de sürekli olarak vurguladığı, antidemokratik yapısıyla asgari ücret yerine “sefalet ücretini” belirleyen Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantılarına katılmayarak bu “ayıba” ortak olunmayacağının ilan edilmesidir.

Bu kararları, sadece hükümetin antidemokratik ve baskıcı anlayışına yönelik olarak değil, aynı zamanda işçi sınıfının “ortak” sorunlar karşısında “ortak davranış göstermesi” açısından bir zemin yarattığı için de önemli buluyor ve DESTEKLİYORUZ!..

Bu nedenle DİSK; TEKEL işçileriyle dayanışmak için yarın (25 Aralık’ta) bütün işyerlerinde işe bir saat geç gitme kararının uygulanması için üye sendikalarını görevlendirmiştir.

Fakat, sadece bazı işyerlerinde değil, hükümetin sistematik emek karşıtı politikalarına karşı bir saatlik iş bırakma eylemine bütün sektörlerde etkin katılımın sağlanması iyi bir yanıt olacaktır. Bu nedenle de BÜTÜN EMEK ÖRGÜTLERİ işçi sınıfının hak ve çıkarlarını sağlamak için bu fırsatı iyi değerlendirmelidir.

Çünkü emekçilere yapılan saldırılar, tek tek sendikal örgütlere değil, bütün işçi sınıfına topyekün olarak yapılmaktadır. (Belediyelerde, TEKEL’de, Sinter’de, Kent-AŞ’de, Kızılay’da hak ihlalleri sürerken, Emekli-Sen’in kapatılması, Genç-Sen ve Çiftçi-Sen’e kapatma davalarının açılması, Nakliyat-İş sendikamıza ve KESK’e yönelik operasyonlar saldırıların boyutunu sergilemektedir)

Kriz karşısında da, özelleştirmeler, işsizlik ve istihdam sorununda da, asgari ücretin belirlenmesi ve kıdem tazminatlarının, eğitim ve sağlık haklarının gaspedilmesinde de, İşsizlik Sigortası Fonu’nun asıl amacına uygun kullanılmamasında da, SSGSS yasası veya işçilerin kiralanmasını hedefleyen Özel İstihdam Büroları konusunda ve elbette ki sendikal hak ve özgürlükler konusunda da işçi sınıfının sorunları ortaktır.

O halde, ortak sorunlara karşı mücadelenin de ortak olması esastır!

Türkiye, işsizlik, yoksulluk, eşitlik ve özgürlük gibi gerçek ihtiyacı ve gerçek gündeminden uzaklaştıkça, AKP baskıcı ve otoriter politikalarını fütursuzca uygulamaya devam edecektir.

Bunu engellemenin tek yolu, tüm emekçileri, emek örgütlerini ve emek dostlarını tek bir vücut halinde organize ederek, işçi sınıfının birleşik mücadelesini yükseltmektir.

Yarın ülkemizin bütün demokrasi güçlerini, emekçilerini, emek dostlarını, aydınlarını, gençlerini, kadınlarını, işçilerini ve işsizlerini “HEPİMİZ TEKEL İŞÇİSİYİZ!” demeye çağırıyoruz!..