Bildiğiniz gibi 1 Temmuz’da kamuoyuna açıklama yaparak, Basın-İş, Belediye-İş, TGS, Tek Gıda-İş, Tez-Koop-İş, Kristal-İş, TÜMTİS, Deri-İş, Petrol-İş, Hava-İş sendikaları bir araya gelerek Sendikal Güç Birliği Platformunu oluşturulmuştu. Muhalif olan ve sermayeden, devletten, hükümetten uzak duran sınıf hareketini önemsemesi ile öne çıkan platform 26.11.2011’de saat 12.00’de Çağlayan’daki Figaro Düğün Salonu’ndaık bir toplantı gerçekleştirdi.

Türk-İş genel kurul öncesinde amaçlarını, hedeflerini ve önerilerini değerlendirmek için SGBP bileşenleri bir araya geldi. Toplantıya, sınıftan ve emekten yana olan sendika yöneticileri, işyeri temsilcileri, işçiler ve işsizler katıldı. Ayrıca SGBP içinde yer almayan Harb-İş‘in işyeri temsilcisi, Haber-İş‘in şube başkanı ve Yol-İş‘in sendika üyeleri de salondaydılar. Ayrıca, “Kadına Yönelik Şiddete Hayır” diyen kadınlar “Kadınlar burada, Kumlu nerede” sloganları ile toplantıda ön sıralarda yerlerini aldılar.

Toplantı ilk olarak Tek Gıda-İşGenel Başkan Mustafa Türkel’in söz alması ile başladı.

Genel Başkan Mustafa Türkel; 1 Temmuzdan itibaren sendikal güç birliği olarak çalışmalarına başladıklarını, geçmiş dönemdeki yandaş sendikacılığın ortadan kalması gerektiğinden bahsetti. Başkan “ Bu gidişe dur demek için emeğe ve sınıfa karşı sorumlu olmalıyız, önderlik etmeliyiz. Kazanılmış haklara karşı saldırıları reddediyoruz. Eksikliklerimizi tamamlayacağız. Sendikaları kirlileştiren anlayışı reddediyoruz. Daha önce iktidar ile iyi geçinme anlayışı ile hareket eden bir sendika başkanı olarak söylüyorum. Ayıyla yatağa giren tırmalanmış olarak çıkar” diyerek, iktidarla iyi geçinmenin yanlış olduğuna da değindi. “Toplumun tüm sorunlarını kabul eden ve sahip çıkan adaylarımızla kongreye çıkacağız.” diyerek toplumun tüm kesimlerinin sorunlarına sahip çıkılması gerektiğini de söyledi. Konuşma esnasında işçiler, “Yaşasın sınıf dayanışması” “ Birleşe birleşe kazanacağız.” sloganları ile başkanın konuşmalarını coşkuyla desteklediler.

Daha sonra işçilerin sloganları ile sözü Eski Petrol-İş Başkanı Ziya Hepbir aldı. Geçmiş dönemde bütün sendikacıların hatası yüzünden şimdi burada toplanıldığını ve Paşabahçe, Kristal-İş grevlerinden bahsetti. 2500 kişi ile 83 gün grev yapıldığını ve o zamanlarda da Türk-İş’in bu grevin karşısında olduğunu, daha sonra Bakanlar Kurulu kararı ile grevin ertelendiğini ve sendika yöneticilerinin ve 45 kişinin işe alınmayarak protokol imzalandığını anlattı. Tekel işçileri eyleminde de aynışekilde Türk-İş tutumunu eleştirdi. Hepbir’in sözleri işçilerin ” İşçiler değil, AKP yenilecek.” sloganları ile desteklendi.

Sendikacıların yanı sıra işçiler de kürsüde söz aldı. Bu sefer söz, Tersane işçisi Ali Doğan’da idi. Doğan; Tuzla’da kölece bir çalışma sisteminin olduğunu ve Türk-İş‘e bağlı bir sendikanın işçi ölümlerine karşı seyirci kaldığından bahsetti. Tuzla’daki bu süreçlerin yaşandığı dönemlerde diğer sendikalardan da (Deri-İş, Telekom işçileri) destek aldıklarını ifade etti. Ayrıca Doğan; “ SGBP’nun işçilerin sadece ekonomik taleplerini değil, demokratik ve siyasi taleplerini de ortaya koyması gerekir.” diyerek bunu öneri olarak divana sundu.

Yine işçilerden İMES işçisi Hasan Ceylan ise; SGBP’na işçilerin yoğun katıldığını ve bunun işçilerin birliğini gösterdiğine değindi. Ceylan; “Biran evvel SGBP ile ilgili materyallerin sanayi havzalarına dağıtılmalı ve örgütlenme seferberliği başlatılmalıdır.” diyerek tabana yönelik çalışma yapılması önerisinde bulundu.

Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin ise; “Uzun soluklu mücadele sonucu Türkiye İşçi Sınıfının buna ihtiyacı olduğunu görerek yola çıktık.” diyerek sözlerine başladı. Tekel işçilerine değinerek herkesin dayanışma içinde olması gerektiğinden bahsetti. “AKP’yi sorgulamayan bir sendika istemiyoruz, böyle bir sendika işçilere önderlik edemez. Emeklilik yasasında, sosyal güvenlik yasasında, 1 Mayıs kutlamalarında Türk-İş yönetimi uzlaşan bir durumdaydı. Bu sendikal anlayışı kabul etmiyoruz.” dedi. Ayrıca halkların kardeşliğinden, 15-16 Haziran Direnişinden, Zonguldak ve Tekel direnişlerinden bahsederek işçilerin bu direnişleri başardığından söz etti. Kıdem tazminatı, kölelik işçi büroları, esnek çalışmanın bizlere dayatıldığını ifade ederek, buna işçi sınıfının karşı çıkması gerektiğinden ve yüzü sınıfa dönük bir Türk-İş olmasının önemi üzerinde durdu. Konuşmasını “Sokağa, eyleme çıkmaktan korkmayan bir sendikacılık yapmak gerekiyor. Türk-İş’in tapusu işçilerindir. Ölmek var, dönmek yok.” diyerek işçilerin coşkulu desteğiyle sözlerini bitirdi.

Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın ise; SGBP’nun hedeflerini sıralayarak konuşmasına başladı. Sadece işçilerle ilgili meselelerde değil, kadın ve çocukla ilgili meselelerde de komisyon ve önerilerin olacağını anlattı. Türk-İş Genel Kurulu’nda yönetime gelemeseler de yeri geldiğinde kıdem tazminatının gaspına karşışalterleri indireceklerini de sözlerine ekledi. “Başka bir dünyanın kuruluşunda SGBP anti kapitalist, anti emperyalist bir tutum alacaktır.” diyen Öztaşkın, siyasette tarafsız olmayacaklarını, emekten, işçiden, sınıftan yana siyasi tavır alacaklarını da söyledi. Toplumsal bütün sorunlara duyarlı olacaklarını, Kürt sorununun barış, demokrasi ve eşitlik temelinde savunulacağını, tüm sorunların sınıf temelli çözümü için çalışmalar yürüteceklerini de ifade etti. Sendikal demokrasiyi sağlayacaklarını bu amaçla tek bir tüzük oluşturacaklarını da söyleyen Öztaşkın, “Biz Türk-İş‘i değiştireceğiz, Türk-İş değişince Türkiye değişecek” dedi. Konuşmasının sonunda salona “Biz ayağa kalktık. Siz de ayağa kalkıp bizimle yürüyecek misiniz?” sözlerini tüm salon ayağa kalkarak destek verdiğini gösterdi.

Öztaşkın’nın konuşmasından sonra sırada kadın işçiler vardı. Deri-İş Kampana Kadın İşçisi Gaye Eraslan ise; 251 gündür direnişte olduklarını vedirenişlerinin sadece kendilerinin değil, Türkiye işçi sınıfının direnişi olduğunu belirtti. Eraslan; İşçi sınıfının geleceği için burdayız, mücadelemizi ileriye taşıyacağız.” diyerek konuşmasını bitirdi.İşçiler, “Direne direne kazanacağız”, “Yaşasın Kampana direnişimiz” sloganlarıyla Eraslan’ın konuşmalarını desteklediklerini ve direnişlerini salona taşıdıklarını göstermiş oldular.

Teksil İşçisi Songül Balyemez de; Kürsülerde değil alanlarda olmalıyız, diyerek her şeyin, fabrikaların, işçilerin alınıp satıldığından bu nedenle de sendikaların sesini duymak istediklerini söyledi.

Hava-İş Sendikasıİşyeri Temsilcisi Yelda Sezgin; İşçileri sendikasızlaştıran bir sendikal yapının oluşturulmaya çalışıldığından, bu yüzden de “Çaba gösteren, direnişte olan Türk-İş istiyoruz.” dedi.

Tek Gıda-İş sendika üyesi Belgin Akdeniz ise Tekel işçilerinin yaşadıklarını anlatarak, ”Tekel işçileri olarak gücümüzü gösterdik. Hep birlikte olmaya devam edelim.” dedi.

Kadın işçi ve işyeri temsilcilerinin konuşmasından sonra söz SGBP içinde olmayan sendika başkanları, işyeri temsilcileri ve üyelerindeydi.

SGBP içinde olmayan Haber-İşİstanbul 1 No’lu Şube Başkanı Ahmet Karatay da söz alarak, Türk-İş’in bu durumundan herkesin sorumlu olduğunu, bu yüzden SGBP’nun önüne mücadele hedefleri koyması gerektiğini ifade etti. Kıdeme karşışalter indireceğiz ama nasıl? Kongrede seçilmezsek çalışmalarımızı nasıl yürüteceğiz gibi soruların cevaplarına kafa yorulması gerektiğinden bahsetti. SGBP’nun Türk-İş Genel Kurulu’yla sınırlı olmaması gerektiğini söyledi. 2821 sendikalar yasasına alternatif bir yasanın oluşturulması gerektiğini de dile getirerek, şube olarak SGBP’nu desteklediklerini de sözlerine ekledi.

Yine SGBP içinde olmayan Harb-İş’in işyeri temsilcisi Ali Kafkaya da; Bu birliğin içerisinde olmadığı için sendikasını eleştirdi. Sendika tüzüklerinde anti-demokratik maddeler olduğunu söyleyerek, “Sendikacıların gelirlerinin % 80’i sendikacılara ücret, tazminat, harcırah olarak ödeniyor. 4 yıllık görevinin ardından bir sendikacı 30 yıllık işçinin aldığı tazminattan çok daha fazlasını alıyor. Bu da mücadele eden değil, koltuğu koruyan bir sendikacılığa dönüşüyor.” dedi.

T. Harb-İş’ten Yusuf Şanlıda; SGBP’nun Türk-İş Genel Kurulu sonrasında da devam etmesini gerektiğini söyleyerek, kendi sendikalarının SGBP’na neden katılmadığını eleştirdi. Şanlı; “Engelli bir işçi olarak, platformun engellilere yönelik politika oluşturması gerekir.” dedi.

Toplantı yine SGBP içinde olan sendika başkanları ve işyeri temsilcilerinin konuşmaları ile devam etti. Deri-İş Sendikası Binali Tay da söz alarak çalışma yaşamının esnekliğinden söz ederek, muhalif sendikacıların da cezaevlerine tıkıldığını dile getirdi. Ama kararlı bir şekilde mücadeleye devam edeceklerini, susmayacaklarını ve kongreye güçlü bir şekilde gideceklerini belirtti.

Tezkoop-İş 5 Nolu İşyeri temsilcisi Umut Çağlar; “Bu toplantıdan, SGBP’dan beklentimiz büyük olmalı, taraf olmalı, baskı unsuru olmalıdır. Bu tarihi bir sorumluluktur. Neoliberal politikalar ayyuka çıkarılmıştır. Kumlu’yu kınıyoruz. Genel kurula işçilerin götürülmesi, muhalefetin olması önemlidir. Türk-İş’e sesimizi duyurmak istiyoruz.” dedi. Ayrıca SGBP’nun kıdem tazminatı ile ilgili çalışma yapması gerektiğine de vurgu yaptı.

Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul; Türk-İş de partiler üstü bir anlayış söz konusu olduğunu, Türk-İş’in öncelikle buna çözüm bulması ve bunu aşması gerektiği üzerine vurgu yaptı. Türkiye’de 35 sendika olduğunu, 10 sendikanın sadece burada olduğunu, sanayi sektöründe de 13 milyon işçi olduğundan söz etti. Bu yüzden de soruna Alevi, Kürt, Türk olarak bakılmaması işçi olarak bakılması gerektiğini de sözlerine ekledi. Tek yolun birlikte yürümek olduğunu da anlatarak, Türk-İş yönetimine, toplumsal muhalefeti örgütlemek için talip olduklarını da belirtti. “Bu hareket emperyalizme karşı bir harekettir.” diyerek konuşmasını bitirdi.

Belediye İş 2 Nolu Şube Başkanı Hasan Gülüm ise; “Başarılı bir mücadele yürütmek için, Tekel işçilerine Tunus, Mısır halkına bakmak, umudun nerede olduğunu görmemizi sağlayacaktır.”dedi. Kürt halkının demokrasi mücadelesine destek verilmesi gerektiğini de dile getirdi.

Kürsüde söz alan konuşmacılardan biri Kemal Türkler gibi sendikacılara ihtiyaç duyulduğu, o dönemde gündeme oturan eylemler yapıldığı ve Petrol-İş’te özelleştirmeye karşı eylemler gerçekleştirildiğinden söz etti.

Toplantı çok sayıda işçinin kürsüye çıkarak konuşma yapması ve “Yaşasın işçi sınıfının birliği, yaşasın sendikal güç birliği”, “Yandaş Türk-İş istemiyoruz”, “Kumlu gidecek başka yolu yok” sloganları ile çoşkulu geçti. Son olarak, SGBP sonuç bildirgesinin okunması ile toplantı sona erdi.

 Sendikal Güç Birliği Platformu toplantısı gerçekleşti