Binlerce işçinin, emekçinin 1 Mayıs bayramını Taksim alanında kutlama talebine Hükümet, Valilik ve Emniyet İstanbul’u işgal ederek yanıt verdi.

Mankenlerden şarkıcılara faşistlerden maç kutlamalarına varıncaya kadar her kesime açılan Taksim Meydanı, emekçilere kapatılmaya kalkıldı.

Ama egemenlerin tüm engellemelerine karşın genç yaşlı, kadınlı erkekli binlerce işçi, emekçi, komünist, sosyalist, devrimci Taksim Meydanı’na çıkarak 77 1 Mayısı şehitlerinin unutturulamayacağını haykırdı.

Emniyetin terör uygulaması daha sabahın erken saatlerinde Dolmabahçe önüne gelen Tertip Komitesi gözaltına alınmasıyla başladı. Musa Çam, Alper Taş, Sevgi Göğçe gibi, DİSK, KESK, TMMOB, TTB’nin ve diğer kurum temsilcilerinin yanı sıra tertip komitesinde yer alan Birlik Dayanışma Hareketi temsilcisi ve TÜM-İGD Genel Başkanı Barış Eser arkadaşımız da gözaltına alındı.

Bu dakikalardan sonra, tertip komitesinin kararlaştırdığı biçimde kurumların kortej oluşturmaması ve Taksim alanına sokulmaması için yoğun bir operasyon yapıldı. Taksim meydanı panzerlerle işgal edildi. Taksim meydanına çıkan istisnasız her sokak girişi yüzlerce, köpekli, gaz maskeli, telsizli, elleri sopalı kendi yurttaşlarına düşmanca bakan sivil resmi polisler tarafından çevrildi. Kendi kafalarında oluşturdukları “emekçi” tipine uygun herkes polisin sorgusundan nasibini aldı.

Kurumların tümü, daha önce iki kortej halinde Taksim’e çıkmayı hedeflerken, polisin birkaç kişiden fazla gördüğü her yere, hiç uyarıda bulunmadan gaz bombası atması neticesinde amaçladıkları yerlerde toplanamadılar. Bunun üzerine, her biri kendi insiyatifinde 1 Mayıs etkinliğini başlattı. Bir araya gelebilenler Beşiktaş çarşısında, kimi gruplar Eminönü’nde toplanmaya çalıştılar ama, polis yine elinde bulunan tüm imkanlarla bol miktarda gaz bombası atarak dağıttı. Yüzlerce kişi göz altına alındı.

DİSK, KESK, TTB, TMMOB ve diğer kurumların yöneticilerinin Kazancı Yokuşunda anma yapmaya karar verdikleri haberi geldi. Kısa bir değerlendirmede bulunan Birlik Dayanışma Hareketi organizasyon komitesi, Hareketi oluşturan tüm yapıları hızla o alana gitmeye çağırdılar. Birlik Dayanışma Hareketi, Ürün ve TÜM-İGD’liler polis barikatındaki bir yarıktan faydalanarak derhal yokuşun başına gittiler. Barikatı aşamayan diğer bir kısmı ise, halktan insanların oluşturduğu barikatın İstiklal caddesi tarafındaki tepki gösterisine katıldılar.

Böylece, Birlik Dayanışma Hareketi ile birlikte Ürün Sosyalist Dergi ve TÜM-İGD’liler olarak Taksim Meydanına çıkarak, tüm engellemelere rağmen, 1 Mayıs taleplerimizi haykırmış olduk. “Yaşasın 1 Mayıs!”, “1 Mayıs şehitleri ölümsüzdür!”, “İş, ekmek yoksa, barış da yok!”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Ya hep beraber ya hiçbirimiz!”, Gün gelecek devran dönecek ABD halklara hesap verecek!”, “Tayyip İstifa!” ve benzeri onlarca  slogan atarak, Kazancı yokuşunun her iki yanında da, yani Taksim meydanının ortasında yaklaşık 1 saat süren bir kutlama yaptık. Konuşmalarda, yapılanın bir anma olduğu belirtildi, gözaltında bulunan bütün arkadaşların derhal serbest bırakılması istendi, emekçileri durdurabilecek hiçbir güç olmadığının kanıtlandığı aktarıldı.

Küçük gruplara ayrılan binlerce insan, Taksim’in ara sokaklarında saatlerce süren küçük çaplı mitingler ve eylemler yaptılar. Polis, kahvehanelerde oturanlara, yoldan geçenlere, tipini beğenmediklerine acımasızca saldırdı. Onlarca TÜM-İGD üyesi arkadaşımız atılan gazlardan etkilendi. Özellikle elinde TÜM-İGD bayrağı ile eylem yapan arkadaşların üzerine bilinçli olarak yoğun gaz bombası atıldı. Eylemler yazımızı yazdığımız esnada hala devam ediyordu.

Bu arada, bayramı kutlamak için şehir dışından gelen sendikaların, partilerin, kurumların otobüsleri köprü gişelerinde, Kurtköy kavşağında jandarmalar tarafından durduruldu. Tepki gösteren insanların üzerine yine orada da gaz bombaları atıldı. Bu esnada Mersin TÜM-İGD otobüsünün içine de biber gazı sıkıldı.  Ancak, insanların kararlı durmasından dolayı, daha fazla saldırıda bulunamadılar.

Araçların durdurulmasından sonra önce İstanbul’a gelmeyi hedefleyen emekçiler daha sonra fikir değiştirip eylemi orada bulundukları alanda yapmaya karar verdiler. Bu öneri Ankara ve Mersin dolaylarından gelen bizim arkadaşlarımız tarafından getirildi ve diğer tüm katılımcılarca hemen benimsendi.

Böylece, araçlardan inen binlerce kişi İstanbul-Ankara karayolunu iki saat boyunca trafiğe kapatarak 1 Mayıs kutlamalarına başladı. Yapılan konuşmalardan, sloganlardan ve çekilen halaylardan sonra miting bitirildi. Bu şekilde, sermaye güçlerinin hedeflediklerinin tam tersi bir sonuç çıktı. Taksim’de kutlama yaptırmamayı hedefleyen sermaye güçleri, 1 Mayıs’ın neredeyse İstanbul’un her yerinde yapılmasını sağladı.

1 Mayıs 77 katliamının 30. yıldönümünde Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak, 1 Mayıs şehitlerinin katledildiği alanda onların unutulmadığını dünyaya haykırmak, bu hain provokasyonun sorumlularının ortaya çıkartılmasını ve 1 Mayıs’ın dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi ücretli tatil olması gibi en demokratik taleplere bile AKP hükümetinin ve egemen güçlerin diğer kanatlarının hiçbir tahammülü olmadığını gördük.

Ama, kim ne yaparsa yapsın, emekçiler her yıl 1 Mayısı kutlayacaklar. Gelecek yıl daha da kalabalık, daha da organize, daha da düzenli ve daha da coşkulu 1 Mayıslar yine emekçiler tarafından kutlanacak.

YAŞASIN DEVRİM VE SOSYALİZM
YAŞASIN 1 MAYIS
BİJİ YEK GULAN
A’ŞA VAHİD EYYAR
1 MAYIS ŞEHİTLERİ ÖLÜMSÜZDÜR
İŞ, EKMEK YOKSA BARIŞ DA YOK
TAKSİM’DE 1 MAYIS YASAĞINA SON
1 MAYIS 77 KATLİAMININ SORUMLULARI YARGILANSIN