Birlik Dayanışma Hareketi olarak bugün “İşçi sınıfının Süleyman’ı” lakabıyla sınıf hareketimizin tarihine adı yazılı olan Süleyman Üstün’ü ailesi, sendikacı arkadaşları ve genç, yaşlı mücadele arkadaşları olarak ölümünün birinci yılında mezarı başında andık. Ürün Sosyalist Dergi ve TÜM-İGD üyesi gençler de mezar başında hazır bulundu. Anmada ilk olarak Petrol-İş Başkanı Mustafa Öztaşkın bir konuşma yaptı. Süleyman hocanın eşi ve kızının da duygularını kısaca paylaştığı. Ardından da TÜM-İGD üyesi ilerici gençler, Süleyman Hoca’nın gençlik için taşıdığı önemi anlatan bir konuşma yaptılar.

Mücadelenin yorulmaz emekçisi; emekçilerin Süleyman hocası
1930 doğumlu olan Süleyman Hoca aramızdan ayrıldığı 2007 yılına kadar geçen 77 yıl boyunca ömürünü işçi sınıfının kurtuluş kavgasına adamıştı. DİSK’in kuruluşundan günümüze sendikal mücadele içinde önemli görevler almış olan Üstün aynı zamanda sendikal hareketin yetiştirdiği en iyi işçi eğitimcilerinden de biriydi.

Özellikle Maden-İş Sendikası’nın eğitimleri başta olmak üzere yurdun dört bir yanında katıldığı eğitim çalışmalarıyla binlerce işçiyi aydınalttı. Sınıf mücadelesiyle perçinledi. Bu uğraşı ve özverisi yüzünden çeşitli baskılara ve zorluklara da maruz kaldı. Özellikle 12 Eylül günlerinde çok sevdiği yurdundan ve Türkiye işçi sınıfından uzakta yurtdışında sürgünde yaşamak zorunda kaldı. Ama düşüncelerinden davasından bir santim bile geri adım atmadı. Üstün, son olarak Petrol-İş’te görev yapıyordu.

Vefatından çok kısa bir süre öncesinde konuşmacı olarak yeraldığı bir panelde sarf ettiği şu sözler 77 yıllık ömrün adeta bir özeti şeklinde: “Sömürü insanlık bilmez, insaf bilmez. Bunu çok iyi bir şekilde bilincimize işlemeliyiz. Bizler sadece sınıf mücadelesi ve sömürü ile sınırlı kalmayacağız. Altını çiziyorum ‘Bizler yani solcular yani sizleri kastediyorum, sadece sınıf mücadelesi ve sömürü ile sınırlı kalmayacağız’. Yaşamın bütün alanlarına ulaşmayı ve oralarla görüşmeyi, onlara uyum sağlamayı hatta birleşmeyi hedeflemeliyiz. Bu yapılamazsa çok zor. Bunu sadece sendikalara, sendika yöneticilerine, gruplara bırakmak olmaz. Biz de yaparız. Sonra sınıf kavgası demokrasi savaşı ancak böyle verilir.”

Birlik Dayanışmacılar olarak Süleyman Hoca’dan aldığımız derslere layık ve bağlı olmaya çalışacağımızı; emeğin ve özgürlüğün tek hakim güç olduğu bir ülke ve dünyayı yaratana kadar mücadelemize yılmadan devam edeceğimizi bir kez daha söylüyoruz. Sen rahat uyu Süleyman Hocam!