Geçtiğimiz günlerde milletvekillerinin emekli maaşlarına zam ve milletvekillerinin emekli olmaları için gereken zorunlu çalışma süresinin 2 yıla indirilmesine yönelik olarak mecliste bir takım düzenlemeler yapıldı. Düzenlemelere göre, milletvekilleri emekli cumhurbaşkanlarına ödenmekte olan emekli aylığının yüzde 60’ını alacaklar ve böylece ek ödenekten gelen parayla birlikte bir emekli milletvekili en az 7 bin 750 TL, tüm emekli meclis başkanları ve başbakanların maaşı ise 11 bin 500 TL olacaktı. Elli milyondan fazla emekçinin yevmiyesinin neredeyse ortalama 10 katına tekabül eden cumhurbaşkanı, başbakan ve milletvekili emekli maaşlarının olduğu, milyonlarca insanın 1000 TL’yi bile bulmayan asgari ücretlerle çalışmak zorunda bırakıldığı ülkemizde böyle bir düzenlemeye gidilmesi, emekçi halkın ödediği vergilerle oluşturulan bütçenin birilerinin küpünü doldurmaya harcanması yoğun tepkilere neden olunca “köşk” düzenlemeyi iade etmek zorunda kaldı. Ama sonunda yasa yeniden düzenlendi ve 19 Ocak 2011 Perşembe günü daha önce köşkün göstermelik olarak kısmen veto ettiği düzenlemede küçük değişiklikler yapılarak emeklilik maaşını 6.270 TL’ye çıkaran kanun 238 oyla kabul edildi. Yapılan düzenlemeyle ilgili olarak bakan Cemil Çiçek’in “Yapılan düzenleme statüyle ilgili” şeklindeki sözleri ise daha da ilginçti.  Aymazlığın, etik yoksunluğunun, adaletsizliğin alıp yürüdüğü ülkemizde kimi legal hırsızlıkları olağan göstermeye yönelik benzeri açıklamalar artık kanıksanır hale geldi.
Aynı şekilde inanılmaz bir pişkinlikle kimileri hiç utanmadan söz konusu düzenlemeyi haklı göstermeye çalışacak yüzü bulabildi kendisinde. Bu çabalardan birine dair çarpıcı bir örnek de MHP milletvekili Lütfü Türkkan’ın “Asıl maaşım sahibi olduğum şirketten geliyor, milletvekili maaşımı burs olarak öğrencilere veriyorum” şeklindeki açıklaması. Kendisi harcama listesini yayınlamış;

– Konut kirası 2 500 TL
– 714 TL sıcak su, elektrik, ısınma
– 400 TL benzin parası
– 530 TL telefon gideri
– Misafir parası 2 600 TL
– Çelenk parası 1350 TL
– Kuru temizleme 400 TL

Biz de neredeyse asgari ücretle (ki bazen 800 tl’ye bile varamayan bir ücret) çalışan bir emekçi çiftin aylık harcamalarının bir listesini yaptık.
Ev kirası: 650 TL
Elektrik Faturası: 40 TL
Su Faturası: 40 TL
Isınma: 120 TL
Aylık Yol Parası: 200 TL
Giyinme: Ayda ortalama 5 TL (bütün bir yıl yapılan giyim harcaması 12’ye bölünerek elde  edildmiştir)
Gıda:  Mutfak parası 300 TL
Telefon bedeli : 50 TL
Asgari ücrete yakın bir ücret dediysek yalnızca fabrikada çalışan işçiler, emekçiler anlaşılmasın; milletvekilinin hergün giydiği takım elbiseden bahsedilmişken büroda, bankada vs. çalışan ve asgari ücretin biraz üzerinde maaş alan binlerce banka, sigorta ve büro emekçisini unutmayalım. Bunlar da her gün ve en az 9-10 saat takım elbise giymek ve çalışmak durumundalar. Bunların yukarıda sayılan giderleri dışında bir de kuru temizleme giderleri var. Buna da bir 30-40 TL dersek, toplam harcamalar 1000 TL’yi geçiyor. Alınan maaş ise 800-900 TL civarında. Yani her ay ekside giden bir hesap, geri kalan para kredi kartından, borçtan, ek hesaptan karşılanıyor. Bir insanın ihtiyaçları bellidir. Nasıl ve ne kadar tutacağı ortadadır. Hiç kimsenin statüsü bu gerçeği değiştirmez, bütün insanlar eşittir, eşit olmalıdır!
Durumun ülkemizdekinden farklı olduğu ülkeler de var elbette. Örneğin Küba’daki milletvekilleri,
* Maaş almazlar çünkü milletvekilliği bir meslek değildir,
* Devlet tarafından milletvekilleri de dahil olmak üzere, her Küba vatandaşına ücretsiz konut sağlanır.
* Hhalkın vekili geri çağırma hakkı vardır,
* Milletvekilleri her Küba vatandaşı ile eşit emeklilik hakkına sahiptir,
* Elektrik ve su bütün Küba vatandaşları için ücretsizdir.
* Küba’da büyük iş adamları ve işsizlik yoktur, milletvekillerinin de dahil olmak üzere herkesin bir işi vardır. Üretim ve değişim araçları emekçi halkın malıdır.
* Milletvekilleri de dahil olmak üzere her Küba vatandaşı eğitim ve sağlık hizmetlerinden ücretsiz ve eşit koşullarda yararlanma hakkına sahiptir; bunlar belli seçkin, statü ya da burs sahibi cımbızla seçilmiş kimselerin değil herkesin hakkıdır.
* Amerika kıtasındaki bütün ülkeler içerisinde (ABD dahil) en uzun ortalama ömür Küba’dadır.

Yeniden ülkemize dönecek olursak… Sonuç olarak bir yanda, 2 yıl boyunca haftada 1 gün çalışıp ömür boyu binlerce TL emekli maaşı alan, ancak işi ülkesinin vatandaşlarının yaşama koşullarını iyileştirmek olduğu halde bunu gerçekleştiremeyen milletvekillerimiz; yanısıra hiçbir iş yapmadan, hiç çalışmadan milyonlarca lira kazanan, yatırım yapmayan, istihdam düzeyinde artış sağlayamayan iş adamlarımız, öte yanda ise günde 10-11 saat çalışıp, bunun çok daha altında bir değere tekabül edecek kadar, yani hakkı olandan çok daha az ücret alan ve böylece ödediği vergilerle, harcadığı ve karşılığını alamadığı artı emekle milletvekillerinin ve patronlarının maaşlarını ödemiş olan milyonlarca insanın olduğu bir yer bizim ülkemiz.
Bu ülkede akıl dışı olan, adaletsiz olan, yanlış olan bu kadar çok şey varken susmayalım.

“Vatan çiftliklerinizse,
kasalarınızın ve çek defterlerinizin içindekilerse vatan,
vatan, şose boylarında gebermekse açlıktan,
vatan, soğukta it gibi titremek ve sıtmadan kıvranmaksa yazın,
fabrikalarınızda al kanımızı içmekse vatan,
vatan tırnaklarıysa ağalarınızın,
vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
vatan, Amerikan üsleri, Amerikan bombası,
           Amerikan donanması, topuysa,
vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
ben vatan hainiyim.
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla:
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ.”

1* Kaynak: http://siyaset.milliyet.com.tr/milletvekillerine-kiyak-emeklilige-cicek-ten-savunma/siyaset/siyasetdetay/23.12.2011/1479582/default.htm

Gözünüz doysun!

Gözünüz doysun!