BOTAŞ’a bağlı işyerlerinde taşeron olarak sorumluluk üstlenen Cerit Güvenlik ve Sosyal Hizmetler adlı şirket yeni dönem ihalesini kaybedince uzun yıllar BOTAŞ’a hizmet vermiş işçiler işlerinden oldular. İhaleyi kaybeden firma işçilere yaptığı açıklamada Zonguldak Devlet Hastanesi’nin temizlik ihalesini kazandıklarını işçilerin bu hastanede çalışmaları gerektiği bildirildi. Bu teklif Türkiye’nin değişik bölgelerinde çalışan işçiler için yerine getirilemez bir tekliftir.
İnsanlar yarınlarının yine garanti altında olmadığı bir iş için tüm kurulu düzenlerini bozmaya davet edilmektedir. Patron bu teklifle işçilerin kıdem ve ihbar tazminatları gibi haklarını vermeden işçileri istifaya zorluyor.

İşçiler karşılaştıkları bu durum karşısında sendikaları DİSK/Genel-İş’e başvurarak hak arama süreçlerini başlattılar. Sendikayla yaptığımız görüşmede yetkililer, taşeron firmaya bağlı 90 işçinin 47’sinin Genel-İş’e üye olduklarını, sendikanın tüm taşeron işçileri için yasal yollarda dahil olmak üzere mücadele başlattıklarını söylediler.

Taşeronlaştırmaya hayır!

Özelleştirme saldırılarının en kapsamlı boyutu taşeronlaştırma alanından yürütülüyor. Böylece bir çok kamu kuruluşunun vermesi gereken kamu hizmetleri bir bir ve sessiz sedasız özelleştiriliyor. Sonuç olarak ise işçilerin iş güvenliği ortadan kaldırılıyor. Ayrıca bu yöntem patrona sağladığı avantajlar nedeniyle bir çok özel işletmede de tercih ediliyor.

Taşeron firmalar çoğu zaman sendikasız ve sigortasız işçi çalıştırdıkları için kölelik ı dayatıyor. Bir çok taşeron kamu alanında iş yapmasına karşın işçilerin maaşlarını bile düzenli olarak ödemiyor/ödeyemiyor. İşçiler aynı işi yapan kadrolu işçilerin yarısı hatta genelde üçte biri kadar ücretle çalışmak zorunda kalıyorlar. İşten atmaların çok kolay ve sık uygulanan bir yöntem olması yüzünden bu alanlarda sendikalaşma oranları ise çok düşük kalıyor. Bu örnekte olduğu gibi sendikalaşmış iş yerlerinde dahi iş güvencesini sağlamak çok zor oluyor. Firmalar ihaleleri kaybettiklerinde, bu alanda sık sık olduğu gibi iflas edip ortadan kaybolduklarında işçiler bir sürü alacakları ve borçlarıyla ortada kalıyor.

İşin asıl sahibi olan ve işlerini taşeron firmalar yaptıran üst “işveren”ler ise, aslında taşeron işçilerin tüm haklarını garanti altına almak zorundayken, işçilerin zararlarını çoğu kez uzun yargı süreçlerinin sonunda karşılıyor.

Taşeronlaştırmanın büyük bir saldırı olduğunu ve bu son örnekte olduğu gibi tüm taşeronlaştırma mağdurlarının yanında olduğumuzu belirtiyor, Birlik Dayanışma Hareketi olarak taşeronlaştırmaya karşı yürüttüğümüz mücadeleye hız vereceğimizi ilan ediyoruz.

İŞÇİLERİN BİRLİĞİ SERMAYEYİ YENECEK!