“Sosyal” Avrupa can çekişiyor. Avrupa işçi sınıfı sosyal güvenlik alanında yapılması tasarlanan değişikliklerle mücadele için yaklaşık iki haftadan beridir sokaklarda. Yüzyılların sınıf mücadelesini bağrında taşıyan, toplumsal kazanımlar bağlamında bir çok ilki gerçekleştiren Avrupa işçi sınıfının on yıllar boyunca yeni bir dünya yaratmak için verdiği mücadele sürecinde elde ettiği kazanımlar, kapitalistlerin uygulamaya çalıştığı neoliberal politikalarla yok edilmeye çalışılıyor. Bunun son örneği ise Yunanistan’da yaşanıyor. Yeni hak gasbı yasaları ülkede yeni gündemi belirledi. Emekçiler gelecekleri için sokakları zapt etti.
En aşılmaz barikat emeğin barikatı
Yunanistan’da sosyal güvenlik reformu girişimine karşı 12 Aralık’ta işçiler genel greve çıkmanın yanı sıra sokaklara da döküldü. Çeşitli meslek kuruluşlarının oluşturduğu 155 emeklilik fonunun yeni bir yasal düzenlemeyle beş fonun çatısı altında toplanmasına karşılık yapılan 24 saatlik genel greve, kamu ve özel sektör emekçileri katıldı.

Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu (GSEE) ile Yunanistan Kamu Çalışanları Konfederasyonu’nun (ADEDY) çağrısıyla yapılan genel greve on binlerce emekçi katıldı.

Şehirlerde hayat durdu.
Avukatların ve yargı mensuplarının da grevde olması nedeniyle duruşmalar sonraya bırakıldı. Üniversiteler ve okullar gün boyu kapalıydı. Hastanelerin acil servis bölümleri haricinde doktorlar çalışmadı, özel muayenehaneler dahi açılmadı. Greve eczacılar da katıldı.

Grev boyunca otobüs, tren, metro ve tramvaylar çalışmadı. Büyük şehirler de tüm ulaşım emekçilerinin grevde olması trafiği kilitledi. Uçak ve vapurların iç ve dış seferleri iptal edildi. Bu nedenle adalarda ulaşım kesildi. Elektrik ve su işleri ile telekomünikasyon emekçileri de greve katıldı.

Bazı basın-yayın kuruluşları da yayını durdurdular. İnternet siteleri gün içinde güncellenmedi. Basın-yayın kuruluşlarının greve katılmasıyla gazeteler basılmadı. Kamu ve özel sektör çalışanlarının greve çıkmasıyla ülkede yaşam durdu.

Yunanistan genel grevinde de gördüğümüz gibi yaşamı üretenler bugünün ve yarının gerçek sahipleridir. İster Türkiye’de isterse Yunanistan’da, Dünya’nın neresinde olursa olsun emekçilere “siz bir hiçsiniz” diyen patronların ve onların kuklası hükümetlerin işi günden güne daha zor hale gelecek. Çünkü gerçekler inatçıdır.