Türkiye’de hala ev işçilerinin verdiği hizmetler “iş”  olarak sayılmıyor, ev işçileri çalıştıkları evlerde kötü muameleye maruz kalıyorlar. Türkiye’de ev işçileri yok sayılırken, 100. Uluslararası Çalışma Konferansı’nda bu yıl ev işçilerine insanca bir iş sağlanmasına yönelik bir sözleşme hazırlıyor. Sözleşme ilk defa geçen seneki 99. ILO Konferansı’nda gündeme gelmişti. Bu sene işçiler, işverenler ve hükümetler konferansın son gününde, üzerinde ortaklaştıkları bir sözleşmeye imza atacaklar. Türkiye hükümeti, sözleşmenin hazırlık sürecinde yer almasına rağmen sözleşmeye imza atıp atmayacağı henüz belli değil. Ancak Türkiye’de kamuoyuna yansıyan haberler dikkate alındığında, ev işçilerinin insanca bir işten ne kadar uzak olduğu daha görünür olmuş, Türkiye hükümetinin ev işçilerine yönelik bir sözleşmeyi onaylamasının ve gerekliliklerini yerine getirmesinin önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.

EVLERDE ÜCRET KARŞILIĞI HİZMET VERENLER İŞÇİDİR…

Bilindiği gibi aylar önce çeşitli haber sitelerinde ev işçilerine nasıl davranılması konulu ırkçı, insan haklarını ihlal eden, onur kırıcı yazılar yazılmıştı. Birkaç gün önce de İstanbul’da ev işçisi bir kadının, yatılı olarak çalıştığı evde, işvereni tarafından 13 gün boyunca rehin alınarak şiddet gördüğü, hakaret ve aşağılamalara maruz kaldığı ve tehdit edildiği haberlerine şahit olduk.

Türkiye, daha yolun çok başında.. Türkiye hala evlerde çocuklara, yaşlı ya da engelli insanlara bakmaya, temizliğe, yemek yapmaya, çamaşırları yıkamaya, ütülemeye ve buna benzer ev işlerini görmeye gelen, kimi zaman çalıştıkları evlerde yatılı kalan ev işçisi kadınların hizmetlerini iş olarak saymamakta, onları işçi olarak görmemektedir. Çoğunluğunu kadınların oluşturduğu bu işçilerin evlerde yaptıkları işlerin, dışarda yapıldığı düşünüldüğüne ekonomik bir değeri olduğu bilinmekte, yıllardır sendikalar, kadın örgütleri tarafından dile getirilmektedir.

Türkiye’de “işçi” sayılan emekçi kesim bile henüz insanca çalışma ve yaşama koşullarından, sendikal haklarını tam olarak ve özgürce kullanmaktan uzak bir hayat sürerken; yaptıkları işler, iş olarak sayılmayan ev işçisi kadınların karşılaştığı sorunların çözümü için ciddi müdahaleler gerektirmektedir. Ev işçisi kadınlar, işverenleri tarafından sadece işleri ile ilgili kötü muameleye maruz kalmamakta aynı zamanda her türlü fiziksel, sözlü, cinsel tacizi yaşamakta, sosyal güvenlikten ve sigortadan mahrum kalmakta, yatılı olanlar için çalışama saatleri belirsiz olup kimi zaman gün boyu sürmekte, ücretlerini bile düzenli alamamaktadırlar.

Oysa ki, ev işçisi kadınlar da tıpkı diğer işçiler gibi para kazanmak, ailelerini geçindirmek için çalışmakta, çalışmaya gittikleri evin sahibi ya da gönderildikleri şirket kadın işçilerin işvereni olmakta, örgütlenme ve toplu sözleşme yapma hakkından mahrum olmakta, tıpkı diğer emekçiler gibi çeşitli sağlık sorunları yaşamakta, ayrımcılığa maruz kalmaktadır.

Ev işçisi kadınların yaşadığı bu durum Uluslararası Ev İşçileri Ağı’nın (IDWN) öncülüğünde, Uluslararası Gıda İşçileri Federasyonu (IUF), Kamu Hizmetleri Enternasyoneli (PSI), Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC), ILO İşçi Faaliyetleri Bürosu’nun (ACTRAV) çabaları ile ev işçileri için bir ILO sözleşmesi yapılması ILO’nun gündemine gelmiştir.

TÜRKİYE ILO’NUN “EV İŞÇİLERİNE İNSANCA İŞ” SÖZLEŞMESİNİ ONAYLAMALIDIR!

ILO’nun bu sene düzenlediği 100. Konferans’ta “Ev İşçilerine İnsanca İş” başlıklı bir sözleşmenin kabulü beklenmektedir. İşçi, işveren ve hükümetlerce çeşitli komitelerde tartışılan taslak sözleşme, konferans sonunda nihai halini alacak ve üye ülkelerin hükümetlerinin onayına sunulacaktır.

DİSK heyeti olarak, Türkiye’deki ev işçilerinin sorunlarına ve taleplerine sahip çıkmakta, onların sesini konferansta duyurmaya çalışmaktayız. Konferans sonunda sosyal taraflarca ortaklaşmış olacak sözleşmenin Türkiye hükümeti tarafından onaylanmasını talep etmekteyiz. Bu kapsamda onaylandığı takdirde sözleşmenin gereklilerinin yerine getirilmesi için sürecin takipçisi olacağız.

www.disk.org.tr