İstanbul’da suya yapılacak zamma kamuoyundan tepkiler gelmeye devam ediyor. Kişi başına günde ortalama 150 lt. su kullanılması gerekir. Oysa, özelleştirmeciliğin kamucu-halkçı belediyecilik anlayışını kâr hırsına kurban ettiği günümüzde bu rakkama suyun ücreti nedeniyle ulaşılamamaktadır.

Yapılması düşünülen zammın nedenleri ile ilgili TMMOB Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Y.K. bir açıklama yayınladı.

Açıklamada İstanbul’un su sorununa çare diye duyurulan ‘Melen Suyu’ projesi de eleştirildi.

Çevre Mühendisleri Odası’nın açıklaması;

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Zamma Doymuyor!

2007 yılında suya kademeli olarak %17 ila %134 oranında zam yapan ve esas olarak yoksul halkın su tüketimini azaltmayı amaçlayan zammın ardından şimdi de İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural yeni zam tarifesini gündeme getirdi.

İSKİ Genel Müdürü Mevlüt Vural, İstanbul’da suya zam yapılmasının zorunlu olduğunu, bu konuda Belediye Meclisi’ne fiyat teklifi sunacaklarını söyledi. İSKİ’nin teklifi İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde kabul edilirse 10 metreküpe kadar su kullanılan konutlarda suyun fiyatı 2,13 TL’den 2,45 TL’ye çıkarılacak.

Suyun İstanbul halkına iletilmesi için yapılan yatırımlara paralel olarak yeni su tarifesi şöyle olacak: Konutlarda: 10 metreküpe kadar 2.13 TL iken 2,45’e çıkarılacak. 10-20 metreküp kullanımlar 3,20 TL’den 3,68 TL’ye, 20 metreküpten fazla olanlar 4,26’dan 4,90’a çıkarılması planlanıyor. Tüm işyeri kullanımlarında mevcut fiyat 4,26 TL iken 5,27 TL’ye çıkarılacak. Resmi ve özel okulların tüm kullanımları 2,13 iken 2,45 TL olacak. Resmi ve özel hastaneler 3,20 TL iken ödeyeceği yeni miktar metreküpü 3,68 TL olacak.

2007’de yapılan zammın gerekçesi olarak küresel ısınma nedeniyle yağış rejimindeki azalmalar ve barajlardaki doluluk oranının azalması gösterilmişti. Barajlardaki doluluk oranının 2007 yılında %35,13, bu yıl ise %87,79 olduğu düşünülürse, barajlardaki dolululuk oranlarının azalmasının gerekçe gösterilmeyeceği ortada. Üstelik bu durum karşısında su iletim ve arıtım bedelleri karşısında uygulanan tarifede indirime gidilmelidir.

Şimdi ise Melen Suyu’nun İstanbul’a 225 kilometre uzaklıktan gelmesi ve İSKİ ‘nin elektrik giderlerinin %71 oranında artması sunuluyor. Bu durumun işletme giderlerini arttırdığı söyleniyor. Odamız ve TMMOB’ a bağlı odalarımızın Melen Projesi ile ilgili görüşleri açıktır ve proje gündeme geldiğinde uyarmıştık: “Melen Projesi, İstanbul’un su sorununu çözmek vaadiyle bir reklam kampanyası gibi kamuoyuna sunulmuş ancak daha su İstanbul’a verilmeye başlanmadan başka çevre sorunları yaratmaya başlamıştır. Melen’ den gelen isale hattı, İstanbul’un su kaynaklarını besleyen ve temiz tutan kuzey kuşaktaki ormanların tam ortasından geçmiş, ciddi miktarda orman varlığı yok edilmiştir. Melen Sistemine dahil olan derelerin ciddi miktarda kirliliğe maruz kaldığı artık bilinmektedir. Su kaynakları yönetimi “bırakalım kirlensin, nasıl olsa her su arıtılabilir” anlayışıyla yapılamaz. Bilindiği üzere İSKİ, maliyetleri öne sürerek suya sürekli zam yapmaktadır. Arıtma da bu maliyetlerden birisidir; faturası yine halka kesilecek ve insanların sağlıklı ve güvenilir suya erişimi bir kez daha ekonomik nedenlerle gasp edilecektir.”

İSKİ kar gözetmeyen bir kuruluş olması gerekirken, mevcut uygulamalar İSKİ’nin tüccar zihniyeti ile yönetilen bir kurum olduğunu göstermektedir. İSKİ suyu meta olarak görmekten bir an önce vazgeçmelidir.

Oysa 2007’den başlamak üzere son olarak yapılmak istenen bu zamla, insanların günlük tüketmeleri gereken su miktarında kısıtlamaya gitmeleri istenmektedir. Suda tasarruf olarak propaganda edilen bu durumda asıl yaşanacak olan susuzluktan kaynaklı hastalıkların ortaya çıkması olacaktır.

Sağlıklı bir yaşam için gerekli günlük su tüketim miktarı Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kişi başına 100-300 lt kabul edildiği halde, 2007 zamlarından sonra 4 kişilik bir ailede kişi başına 83 lt/gün, 6 kişilik bir ailede kişi başına 55 lt/güne çekilmek zorunda kalınan miktar yeni zamlarla daha da aşağılara inecektir.

Suyu, kar getiren bir mal olarak gören belediye, su kesintileri, zamlar, özelleştirmelerle, halkı su hakkından mahrum bırakacak politikalara devam etmektedir. Yeni zam doğrudan dar gelirli grupları hedef almaktadır ve halkı ekonomik sebeplerle susuzluğa mahkum etmeyi hedefleyen bir anlayışın ürünüdür. Oysaki su ekonomik kaygılardan bağımsız olarak ulaşılması gereken temel bir haktır.

Zammın gerekçesi olarak sunulan su kıtlığının sorumlusu insani ihtiyaçları ile bütçesi arasında sıkışmaya mahkum edilen halk değildir ve bu fatura halka çıkarılmamalıdır. Evsel tüketime yönelik bu zamlar hemen geri çekilmeli, kente ve kentliye yaraşır bir su politikası oluşturulmalıdır.

ÇEVRE MÜHENDİSLERİ ODASI

İSTANBUL ŞUBESİ YÖNETİM KURULU

BDH olarak su zammı için yapılan uygulamaların bir an önce durdurulmasını istiyor, emekçilerin ucuz ve sağlıklı su kullanma hakkının engellenmesini protesto ediyoruz.