Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında uygulanmaya başlanan Genel Sağlık Sigortası (GSS) 1 Ekim 2009 itibarıyla birinci yılını tüketti. Vatandaş ve sağlık çalışanları da sabrını… TTB, TEB, SES, THD ve Dev Sağlık-İş, GSS’nin 1 yılını değerlendirmek üzere ortak bir basın toplantısı düzenlediler.

BASIN AÇIKLAMASI

GSS’nin 1.yılı tükendi; Sağlık çalışanlarının ve vatandaşın da sabrı…

“Sağlık güvencesi olmayan hiçbir vatandaş kalmayacak… Prim ödeyebilenden prim alınacak, ödeyemeyenin primini devlet ödeyecek… Tüm sağlık harcamaları kapsamda olacak… Sigortalılara, mevcut olanların dışında ek bir yük getirilmeyecek… 18 yaşın altındaki çocuklar sağlık yardımlarından koşulsuz olarak yararlanacak…”

1 Ekim 2008’de, Genel Sağlık Sigortası (GSS) yürürlüğe girerken verilen vaatler böyleydi.

Peki verilen sözler tutuldu, vaatler yerine getirildi mi? Yoksa tam tersi mi oldu?

GSS başlar başlamaz;

  • muayene ücretleri yüzde 650 artırıldı,

  • hastaneye yatan, ameliyat olan hastalara da katılım payı zorunluluğu getirildi,

  • ilaçta devletin ödediği pay düşürülüp hastaların ödediği pay yükseltildi,

  • özel hastanelere giden sigortalılar büyük paralar ödemek zorunda bırakıldı,

  • milyonlarca yurttaş hâlâ hiçbir sağlık güvencesine sahip değil,

  • kriz nedeniyle işsiz kalan yüz binlerce emekçi ve ailesi sağlık güvencesini de kaybetti,

  • annesi ya da babası GSS primi ödeyemeyen 18 yaşın altındaki çocuklar için kısıtlamalar getirildi…

Bütün bunlar “her derde deva” diye sunulan GSS henüz ilk yılını doldurmadan oldu. Üstelik daha şimdiden “sağlık harcamaları çok arttı, yeni önlemler almak zorundayız” demeye başladılar bile.

“Yeni önlemler” dedikleri de belli; yeni katkı/katılım payları, yeni cepten harcama mecburiyetleri, yeni ilave ücretler, yeni malî külfetler… Kısacası, hastaların cebinden çıkacak yeni paralar.

Peki bu GSS’den kazançlı çıkan kim?

Çok uluslu ilaç tekelleri, tıbbi cihaz-teknoloji üreticileri, özel hastane patronları.

Hepimiz biliyoruz, “yüce rabbim Cleveland dedi” diyenler için değil GSS.

GSS vatandaşa ikinci bir vergi, yetmeyip katkı-katılım payı.. özcesi sağlık gerekçesi ile “her yolla” vatandaşın sırtına yüklenmektir.

Zaten, GSS’nin bütün hikâyesi de bundan ibaret değil mi?

Elbette değil. GSS aynı zamanda eczacısından hemşiresine, taşeron işçisinden teknisyenine, hekimine, bütün sağlık çalışanlarının daha kötü koşullarda çalışmasına yol açan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın da bir parçası, tamamlayanıdır.

GSS’nin 1. yılında hem finansal kriz hem de yönetememe krizi ayan beyan ortaya çıkmıştır.

İktidarın sağlık çalışanlarına, onların temsilcisi örgütlerine rağmen “ben yaptım, oldu” anlayışıyla yaklaşımının faydası yoktur. GSS’nin 1. yılının gerçekçi bir değerlendirme için fırsat olarak değerlendirileceğini ummak istiyoruz. Sağlık çalışanlarını ve vatandaşın sağlığını piyasaya terk eden yoldan dönülmesi için GSS’nin 1. yılında Hükümeti bir kez daha hep birlikte uyarıyoruz:

Vatandaşın cebinden, sağlıkçının emeğinden elini çek!

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ (TTB)

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ (TEB)

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI (SES)

TÜRK HEMŞİRELER DERNEĞİ (THD)

DEVRİMCİ SAĞLIK İŞ SENDİKASI (DEV SAĞLIK-İŞ)