Migros, İsviçre sermayesi tarafından 1954 yılında kuruldu.  Şirket 1975 yılı itibariyle Koç Holding bünyesinde Türkiye’de de faaliyet yürütmeye başladı.  Gıdadan kırtasiyeye, züccaciyeden kozmetiğe, şarküteriden et ürünlerine, beyaz eşyadan kitap ve konfeksiyona kadar çok geniş bir ürün yelpazesine sahip.

Koç Holding’in  2008 yılında %50,8 hissesini İngiliz Moonlight Capital şirketine sattığı Migros’ta bir süredir patron ile işçiler arasında gergin bir hava yaşanıyor. Tansaş, Şok, 5M, Ramstore, Macrocenter olmak üzere yurtiçi ve yurtdışı toplam sayısı yaklaşık 1500 mağaza olan bu zincir güya zor günler geçiriyor. Tez Koop-İş Sendikasının örgütlü olduğu Migros’ta Türkiye çapında yaklaşık 20 bin işçi çalışıyor.

Son yıllarda mağaza personeline yönelik artan baskı ile birlikte, fazla mesailerin ödenmemesi,  part-time çalışan işçilere haftalık mesai saatlerini aşan çalışmaların dayatılması ve son olarak da bayram mesailerinin ödenmemesi ve yıl sonuna kadar da ödenmeyeceğinin açıklanması gerginliği tepeye çıkardı. Migros patronu bugünlerde şirketin zor bir dönemde olduğunu, işçilerden anlayış ve fedakarlık beklenildiği, şimdiki kesintilerin dışında yeni kesintilere gidilebileceği ve kaba tabiriyle durumdan hoşnut olmayan varsa ‘işine gelmeyen çıksın’ mesajı veriyor.

4857 sayılı İş Kanunu’nun 44. maddesine göre, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde işyerlerinde çalışılıp çalışılmayacağı toplu iş sözleşmesi veya iş sözleşmeleri ile kararlaştırılır. Sözleşmelerde hüküm bulunmaması halinde söz konusu günlerde çalışılması için işçinin onayı gereklidir.

Migros gönüllülük aramaksızın çeşitli üstü kapalı tehditlerle işçilerin büyük bir bölümünü mesai ücretsiz çalıştırken, ne yazık ki Tez Koop-İş Sendikası bu duruma gerekli tepkiyi vermedi. Migros ve bağlı mağazalarda çalışan işçiler de bu durum karşısında tepkilerini birleştirmeye, çözüm yolları aramaya koyuldu. Merkeze şikayetlerin yağdığı, sendikaya karşı eleştirilerin arttığı bir süreç yaşandı. Sendika bu durum üzerine Genel Merkezde bir toplantı düzenledi ve birtakım kararlar aldı. İşçilerden imza toplanarak alınan kararlar doğrultusunda işverene bir uyarı metni gönderildi. Bu metinde işçiler patrona 12 Ekim 2010 tarihine kadar süre tanıdı. Bu süre zarfında mesailerin ödenmesini talep ederek, ödenmediği takdirde eylemlerde bulunulacağı bildirildi. Aynı zamanda 11 Ekim 2010 tarihinde alınan bordrolarda mesailerin ödenmemiş olması durumunda bölgelerden 5’er kişilik temsilciler seçerek dava açılacağını duyurdu. İşveren ise işçilerin böyle bir girişimde bulunmalarında işçi çıkaracağı tehdidini alttan altta sızdırdı.

Migros patronu işçilerin haklarını gasp ediyor!!!

Belirtilen süre dahilinde fazla mesai ücretleri ödenmedi. Buna karşı dava açacağını söyleyen sendika daha sonra yan çizerek işçilere bu konuda bireysel olarak haklarını aramayı ve bireysel dava açmayı salık verdi. Bu konuda Migros’a bireysel dava açan Adana Migros işçisi Aydın Yıldız sudan bahanelerle işinden atıldı. Oysa sendika bu konuda işçilerin bireysel davranmalarını salık vermek yerine bütün işçilerin haklarını savunması için işçilerin toplu hareket etmesini sağlasaydı sonuç elbette ki daha farklı olacaktı.

Son zamanlarda ardarda mağazalar açarken ve yaz döneminde birçok  defa müşterilere yaptığı kampanyalarla 3 kez 50 bin TL dağıtan, Migros işvereni söz konusu işçiler olduğunda nedense birden ekonomik sıkıntıya giriyor. Senelik primleri yüz binlerce TL’yi bulan yöneticilerine dokunmazken, maaşı 400 TL’yi bulmayan part-time işçiler ve asgari ücretli full-time işçilerin maaşlarına, mesailerine göz dikme cüretinde bulunmaları büyük bir açgözlülük ve utanmazlık.