Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesinin simgesi 8 Mart’ı bizlere armağan edenleri unutmuyoruz. Kardeşlerimiz Klara Zetkinleri, Rosa Lüksemburgları, Nadejda Krupskayaları bugün daha içten ve daha derinden anıyoruz. 8 Mart ülkemizde ilk defa 1921 yılında Türkiye Komünist Partisi üyeleri Rahime Selimova, Cemile Nuşirovaların öncülüğünde kutlanmaya başlandı. Başta Behice Boranlar, Zehra Kosovalar, Beria Ongerler, Meryem Karakızlar bu meşaleyi yükseltti.
İlerici Kadınlar Derneği, 1975 yılından sıkıyönetim kararıyla kapatıldığı 1979 yılına kadar kadınların kurtuluşu için kapitalizme, emperyalizme ve faşizme karşı mücadele yürüttü. Bugün İlerici Kadınlar alanlara çıkarak bu geleneği sürdürüyorlar.
İşçi ve emekçi kadınların özgürleşmesi için kat edilen yol kuşkusuz hiç azımsanmayacak bir yol. Ancak kapitalist sistemde kadınlar asla özgür ve eşit olamazlar. Çünkü kadınlar patronlar için ucuz işgücü demektir. Çünkü kadınlar sigortasız ve güvencesiz çalıştırılacak emek anlamına geliyor. Sermaye düzeninin sonucu olan bu ataerkil düzen, kadınları töre, namus kurallarıyla denetim altında tutuyor. Emperyalist işgal savaşları, kadınları şiddetin, tecavüzün ve yoksulluğun kıskacına alıyor.
Kadınların özgürleşmesi, özellikle daha çok emekçi kadının toplumsal ve siyasal yaşama dönüştürücü müdahalesine bağlıdır. Kadının kurtuluşunun asgari koşulu sosyalist sistemin kurulmasıdır. İlerici Kadınlar bu bilinçle örgütleniyorlar!
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!