İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, “28 Nisan Dünya İşçi Cinayetlerinde Ölen ve Yaralananları Anma Günü/Yas Günü” nedeniyle Petrol- İş Genel Merkezi Konferans Salonu’nda
28 Nisan 2012′ de saat 15.30′ da bir panel gerçekleştirdi.

Panele iş kazalarında ölen ve yaralananların aileleri, akademisyenler, sendikacılar, emek ve meslek örgütlerinin temsilcileri de katıldı. Panel ölen işçiler için saygı duruşunun yapılması ile başladı.
Saygı duruşunun ardından, Marmara Üniversitesi öğretim görevlisi Berna Güler Müftüoğlu panelin
içeriğinden bahsetti.

Müftüoğlu Türkiye’de yaşanan işçi ölümlerinin gizlenmeye çalışıldığını belirterek, “İş kazası denilen ama aslında iş kazası olmayan iş cinayetlerinde yaklaşık her gün 4 kişi ölüyor” dedi. “Her daim müdahil olmak gerekiyor. Güç birliği çok önemli. Dayanışma mücadeleyi daha etkin kılacaktır. Daha fazla kamusal mücadele gerekli.” şeklinde konuşarak paneli başlattı.

Kapitalizm öldürüyor
Daha sonra panelin açılış konuşmasını Petrol-İş Genel Mali Sekreteri İbrahim Doğangül yaptı.
Doğangül: “Kapitalizm öldürüyor. Yasımızı paylaşmaktan çok bundan sonra iş cinayeti olmasın diye buradayız. Sendika olarak hem çalışma koşullarının iyileşmesi hem de iş cinayetlerini önlemek için çalışıyoruz. Bu yüzden de bu anma günü son derece önemli.’’ şeklinde konuştu.

Dünyadan işçi aileleri örnekleri ve 28 Nisan
Ardından Aslı Odman, “Dünyadan işçi aileleri örnekleri ve 28 Nisan” başlığıyla bir sunum erçekleştirdi. Aslı Odman, sunumunda şunlara değindi;
80’lerin sonunda Kanada’da başlayan mücadeleyle 28 Nisan devletlere yas günü olarak kabul ettirildi. Hem gidenler hem kalanlar için adalet isteme günü bugün. Her sene 2,5 milyona yakın insan iş kazalarında ölüyor. İş kazaları ve meslek hastalıkları sonucu her 15 saniyede 1 insan ölüyor.
Türkiye’de iki çalışandan biri sigortasız. Meslek hastalıklarının % 98’i kayıt altına alınmıyor. Her sene kansere yakalanan 150.000 kişinin en az %10’u meslek hastalığı nedeniyle kansere yakalanıyor. İşyeri intiharları Türkiye’de kayıt altına alınmıyor. Tüm iş kazaları ve meslek hastalıkları engellenebilir. Devletin kamu güvenliği adına işçi sağlığını denetlememesi iş suçu olarak nitelendirilir. Bir sonraki iş suçunu engellemek için sorumluları cezalandırmak gerekiyor. Tek yol dayanışmak, müdahilliği elden bırakmamak.

Mücadeleler ve elde edilen kazanımlar
Ayrıca Aslı Odman, Aspestin en ölümcül maddelerden olduğuna dikkat çekerek, bu maddenin dünyada 55 ülkede yasaklandığını, Fransa’da da çok önemli bir üretim maddesi iken, halk hareketi sonucu yasaklandığını belirtti. Türkiye’de de yakın zamanda yasaklandığını hatırlattı. Aslı Odman sunumunda ek olarak dünyada ölen işçilerin ailelerin verdikleri mücadelelere ve sonuçlarına da yer vererek, “Denetim ve halk sağlığını yerine getirmeme suçundan, devletin kurumları dahi yargılanmış ve ceza almışlar.” dedi. Aslı Odman’ın sunumunu bu sözler ile noktalamasının ardından panel işçi ailelerinin konuşmaları ile devam etti.

Aileler Merhamet değil, Adalet istiyor
Yakınlarını iş kazalarında ve iş cinayetlerinde kaybeden ve etkinliğe katılan Davutpaşa İşçi Aileleri, Ostim/İvedik İşçi Aileleri, Zonguldak Madenci İşçi Aileleri, Tuzla Tersane İşçi Aileleri, Enerji İşçi Aileleri, Gülseren Yurttaş’ın Ailesi, Slikozis Hastası Diş Teknisyenleri, Van Depreminde Hayatını Kaybeden Gazeteci Aileleri, Tekstil İşçi Aileleri genel olarak konuşmalarında; İşverenlerin ve patronların işçi ölümlerini engellemek için alınması gereken önlemleri almadıkları, işçilerin güvenliğini maliyet olarak gördükleri, karlarını düşündükleri için bunu yapmadıklarını, devlet kurumlarının birbirlerine peşkeş çektiğini ve birbirlerini koruduklarını, İş Sağlığı ve Güvenliği Yasa Tasarısının işçi sağlığı ve iş güvenliğini özelleştireceğini bu durumun patronların elini güçlendireceğini, yasanın geri çekilmesi için mutlaka mücadele edilmesinin gerektiği, işçi cinayetlerinde ölen ve yaralananların ailelerin birbirine destek olması gerektiği ve özellikle hukuksal mücadelede bunun önemli olduğu, 28 Nisan’ın Türkiye’de de yas günü ilan edilmesi, başka acıların olmaması için ailelerin birlikte mücadele etmesinin önemini vurgulayarak, merhamet değil adalet istediklerine, kamuoyundan ve sendikalardan destek beklediklerine değindiler.

Hukuksal Mücadele
Ailerin konuşmasının ardından, panel yakınlarını iş kazalarında ve iş cinayetlerinde kaybeden işçi ailelerinin avukatının “Hukuksal Mücadeleler ve İş Cinayetlerine Karşı Mücadele ve Taleplerimiz” başlığı adı altında konuşması ile devam etti.

İşçi ailerinin avukatı, hayat meselesi olduğu için toplumun tüm kesiminin bu konuda duyarlı olması gerektiği, özellikle sendikaların bu konuların üzerine gitmesi gerektiği, iş kazaları ve işçi cinayetleri ile ilgili genelde davalar uzun sürdüğü için teşvik edilmediği, davaların açılmasının teşvik edilmesinin gerekliliğinden, sendikaların siyasi partilerin, meslek odalarının topyekün destek olması gerektiğinden söz etti.

İş Cinayetlerine Karşı Mücadele ve Talepler
Etkinlik, 28 Nisan’ın ülkemizde iş cinayetlerinde ölen ve yaralananları anma günü ilan edilmesi, işçi aileleri arasında bir koordinasyonun sağlanması ve iş cinayetlerine karşı mücadelenin yükseltilmesi kararlarının alınması ile sona erdi.